şadığı döneme kadar kadınlar sadece
etek giyebiliyor hatta kadınsal hatla-
rını belli etmesi için rahatsız korseler
kullanmak zorunda bırakılıyordu.
Kadınların rahat edebileceği kullanış-
lı modeller üzerine çalışmalar yapan
Chanel kadınlara pantolon giydirmiş-
tir. Bu şekilde tüm dünyaya kadınla-
rın da pantolon giyebileceğini ve bu
şekilde de zarif ve şık olabileceklerini
kanıtlamıştır. Bu kadın silüetindeki
değişimin yanında toplumda kadı-
nın yerini değiştiren isim ise Simone
de Beauvoir’dır. Fransız yazar yaşamı
boyunca kadının toplumdaki yerini
ve aşağılanmalarını konu alan kitaplar
yazarak modern feminizmin temelle-
rini atan kişilerden biri olmuştur. Ka-
dınların gördüğü baskıları bilimsel bir
şekilde inceleyen Beauvoir varoluşçu
felsefeyi de kendine prensip edinerek
kadınların mevcut sosyal konumunu
değiştirmeye adamıştır kendini.
Tartışma konusu olan büyük tabular-
dan bir diğeri de “siyah-beyaz” olarak
adlandırılan ırk ayrımı. Irksal eşitlik
görüşleriyle tanınan Martin Luther
King bu düşüncenin yıkılmasında en
büyük rol oynayan kişidir. Nobel Barış
Ödülü’nün de sahibi olan King saye-
sinde insanlar şiddet ve ırk eşitsizliği
sorunları karşısında dimdik durabil-
me cesaretini kazanmıştır. Amerika’da
bu çatışmalar ve tartışmalar günümüz-
de devam etse de hâlâ özgürce bu so-
runlar üzerine gidilebiliyor. Amerika
bu sorunlarla boğuşurken Türkiye’de
ise hâlâ devlet sorunları yaşanıyor
savaşlar hüküm sürüyordu. Din ve
devlet yüzyıllar boyu birlikte yürütül-
müştü fakat tüm dünya bunun yanlış
olduğunu çoktan farkına varmıştı. İşte
Mustafa Kemal Atatürk bu noktada
devreye girerek her türlü dogmatik
düşünceye göğüs gererek bütün mil-
leti bilinçlendirmiş ve medeni devlet
seviyesine getirmiştir.
Bu gelişmelerden sonra yine ataerkil
bir toplum olmanın verdiği gelenek-
leri yaşayan Türkiye’de ilk kadın pilot
olmayı başaran Sabiha Gökçen aynı
zamanda ilk kadın savaş pilotumuz
olarak da tarihe geçmiştir. Bunu ilk
kadın tiyatro sanatçımız Afife Jale iz-
lemiştir pek tabii. 1920 yılına kadar
Müslüman kadınların sahneye çıkma-
sı ve bu gibi faaliyetlerde bulunması
geleneksel olarak yasaktı. Bu yasağa
başkaldıran Afife Hanım “Jale” takma
adıyla da olsa sahneye çıkarak tarihte
çok önemli bir öncü olmayı başarmış-
Geri dönüp
tarihe baktığı-
mızda bu önder
ruhlu insan-
lar olmasaydı
toplumlarda
herhangi bir
değişim veya
evrilme söz ko-
nusu olamazdı.
tır. Günümüzde kadınların sahnedeki
rolleriyle ilgili tartışmalar hâlâ sürüyor.
Bu durumun geldiği nokta da kadınla-
rı harekete geçirmeye devam ediyor. Bu
sene kadın hakları ve kadının sahnedeki
yerini savunmak ve gözler önüne ser-
mek amacıyla kendilerine “Afife Jale’nin
torunlarıyız” diyen yüzlerce kadın, yüz-
lerce yazarın dilinden yüz replik oku-
du. Aralarında Zerrin Tekindor, Demet
Akbağ, Ülkü Duru, Sevinç Erbulak gibi
önemli oyuncuların da yer aldığı sahne
büyük ses getirmiş ve mutluluk verici
görsel bir şölen haline gelmiştir.
“Ne mutlu size, ancak izninizle ben siz-
lerle aynı fikirde değilim.” – Dario Fo
Franca Rame – Kadın Oyunları II
Çok fazla kadın örneği saymış olsam da
bu yadsınamaz bir gerçektir ki toplumlar
genelde hep kadınları sosyal konumlan-
dırmada aşağıda tuttuğu için onlar savaş
vermek zorunda
bırakılmıştır. Bu-
gün dahi çoğu
ülkede kadınla-
rın rahat yaşama
konusunda hâlâ
savaş vermekte ve
hatta toplumda bir
söz sahibi olmaya
çalışmakta oldu-
ğunu hepimiz bi-
liyoruz.
Daha ismini
yamadığım
larca insan
toplumlara
sa-
on-
var
ışık
olmayı başarmış. Geri dönüp tarihe
baktığımızda bu önder ruhlu insanlar
olmasaydı toplumlarda herhangi bir
değişim veya evrilme de söz konusu
olamazdı. Bu günlerde de hâlâ tartı-
şılan çok fazla tabu temelli konu var
ve aslında bunların arkasında gizli bir
buhran dönemi de yaşanmıyor de-
ğil. Umutsuzluğa doğru gidiyor çoğu
insan fakat her dönem, her toplum
kendi içinde mutlaka bulundurur bu
insanları. Bir şair, bir oyuncu, bir ya-
zar bir politikacı… Ne olursa olsun
toplumu değiştirmeye, geliştirmeye
gönüllü ve insanları arkasına toplaya-
bilecek bir vardır. Siz neden onlardan
biri olmayasınız? P
KAYNAK
https://www.ntv.com.tr/
31