TEST DS 7 CROSSBACK
DS 7’nin ön tasarımı, ilk
bakışta çok dikkat çekici bir
görünüme sahip olmasa da
ayrıntılarına baktığınızda sizi
şaşırtacak özelliklere sahip.
P
SA grubunun premium
segmente cevabı olan DS
Automobiles’ı ilk kez 2009
yılında duymuştuk. Fakat
grubun bu segmenti hedeflemesi
DS Automobiles markasının
başlangıcından çok daha eskilere
dayanıyır. PSA grubu, 1976’dan
beri birçok modelinde premium
fiyat seviyesine çıkabilmek için
sıradışı tasarımlar ve donanımlar
kullanmıştı. Ama ne Peugeot, ne
de Citroen markalarıyla istediği
ivmeyi yakalayamamıştı. Bu duruma
bir çözüm üretmek amacıyla, tıpkı
Japon üreticilerin Lexus ve Infiniti gibi
premium markalar oluşturması gibi,
DS Automobiles markasını hayata
geçirmeye karar verdiler. DS, ilk
olarak Citroen’in ürün gamının daha
üst segmente hitap eden modelleri
olarak karşımıza çıkmıştı ve Türkiye’de
2010 yılında C3’ün altyapısın taşıyan
42
DS3 ile tanışmıştık. O yıllardaki
modellerde DS logosunun altında
Citroen logosu da bulunurken bugün
DS Automobiles, PSA grubunun
üst segmente ürün sunan ayrı bir
markası olarak karşımıza çıkyor. DS
Automobiles’in ülkemizde tek başına
satışa sunulan ilk modeli olan DS7
Crossback de, markanın premium
hedefini yerine getirmek üzere, her
ayrıntısında lüks ve özel tasarımın
birleşimiyle oluşturulmuş bir SUV.
Dış Tasarım
DS 7’nin ön tasarımı, ilk bakışta çok
dikkat çekici bir görünüme sahip
olmasa da ayrıntılarına baktığınızda
sizi şaşırtacak özelliklere sahip.
Ön kısımdaki geniş ızgaranın
ortasında sizi kocaman bir DS logosu
karşılarken, premium markalarda
görmeye alışık olduğumuz, kaputun
uç kısımındaki dikdörtgen DS