Optimum Dec. 2017 | Page 28

Black Mirror 2011’de başladı. Her sezonu 7 bölümden oluşan bu dizi, üç sezonunda da büyük başarılara imza attı. Ancak bu başarıya rağmen dizinin devam edemediğini gören Netflix diziye el attı ve devam etmesine yardımcı oldu. Bilim kurgu konusunda çok iddialı olan dizi yurt dışında çok sayıda ödül aldı ve izlenme rekorları kırdı. Bilim kurgu denilince akıllara gelen şey gerçekleşen hayalî olaylar oluyor fakat Black Mirror olağanüstü olaylar dizisi değil. Teknoloji bu hızla ilerlerse olayların hangi noktaya varacağını, insanların yaşadığı olaylar karşısında verdiği tepkilerinin anlamsızlığını anlatmaya çalışan bir dizi. Bilim kurgu dediğimizde aslında gelecek zamanı düşünüyoruz ama dizideki olayların hiçbirinin ne zaman gerçekleştiği belli değil, hepsi bugün şartlarında gerçekleşiyor. Üstelik bugünün olmayan teknolojisi ve olaylarıyla karşımıza çıkması da çok şaşırtıcı. Bu tarzda sükse yapan diziler genelde Amerikan yapımı oluyor ama Black Mirror İngiliz yapımı bir dizi. Dizinin sıkı bir takipçisi olarak ilk beş bölümünü, izlediğinizde sizi etkilemeyecek kadar yüzeysel bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Dizimizin 1. bölümü “The National Anthem”. Bu bölüm izleyenlere sorulursa 28 en beğenilen bölümdü. Bu bölümün konusu ise İngiliz prensesinin kaçırılması ve İngiliz başkanının bir domuzla cinsel ilişkiye girmesi konusunda tehdit edilmesiydi. İlk izlediğimde neden izlediğimi ya da bana bu bölümün ne kattığını anlayamadım. İkinci kez izlediğimde ise başkanın üzerindeki stresin nasıl tetiklendiğini ve toplumsal etik dediğimiz şeyin insan hayatı üzerinde ne kadar belirleyici olduğunu anladım. 2. bölümde ise insanoğlu bir oyundaymış gibi bir binada hapis bırakılıyor ve insanlar, istedikleri şeyler için bütün gün bisiklet çevirmek ya da koşmak zorunda kalıyorlar. Bu harcadıkları enerjiye karşılık sanal olarak para kazanıyorlar ve kazandıkları sanal paralarla yemekten sosyal aktiviteye kadar her alanda harcama yapabiliyorlar. 3. bölümde beynimize bir çip takılıyor ve teknoloji bizi bugüne kadar yaşadığımız tüm anıları gözümüze taktığımız özel bir lensle izleyebilme fırsatıyla buluşturuyor. Bu noktada ilk düşündüğüm şey bunun ne kadar güzel ve insan hayatına olumlu katkı sağlayabilecek bir şey olduğuydu. Ancak biraz daha detaylı düşününce aslında ne kadar korkutucu olduğunu fark ettim. Çünkü cihaz sayesinde yaptığınız iyilikleri unutamadığınız gibi kötülükleri de