Optimum Dec. 2017 | Page 22

Z AMAn İlk olarak 1895 yılında H.G. Wells’in Zaman Makinesi adlı romanıyla ortaya çıkan zamanda yolculuk fikri günümüze kadar da pek çok filme, diziye ve kitaba konu olmuştur. Peki, bilim kurgu alanının olmazsa olmazı “zamanda yolculuk” gerçek hayatta mümkün müdür? Zamanda yolculuk adına araştırmalar yapılıp çeşitli teoriler ortaya atıldı ama bu teorilerin günümüz teknolojisiyle gerçekleştirilemeyeceği düşünüldüğü için deney aşamasına geçen bir teori henüz oluşturulamadı. İşte deney aşamasına geçirilemeyen en popüler üç teori; Tipler Silindiri Tipler silindiri, teoriye göre Güneş’ten yaklaşık on kat ağır bir yıldızın sonsuz uzunluktaki bir silindir haline getirilip kendi etrafında dakikada birkaç trilyon kez dönmesiyle oluşur. Bu koşullar sağlandığında 22 spiral bir yolda silindir etrafında uçan bir uzay gemisi zamanda geriye ya da spiralinin yönüne bağlı olarak geleceğe gidebilir. Ancak gerekli olan yoğunluk ve hız o kadar büyüktür ki sıradan cisimler silindiri oluşturmak için yeterli güce sahip değildir. Ayrıca bir cismin sonsuz uzunlukta olması matematiksel olarak mümkün olmadığı için bu teorinin gerçeklemesi bugün için imkânsızdır. Kara Delikler Galaksinin en ağır nesneleri olarak bildiğimiz kara delikler, dört milyon Güneş’in çarpışıp oluşan bütün çekimin tek bir noktada yoğunlaştığı kütlesel bir güce sahiptirler. Bu güçlerinden dolayı zaman üzerindeki ağırlaştırıcı etkileri galaksideki herhangi bir cisimden çok daha büyüktür ve bu durum onları doğal bir zaman makinesine dönüştürür. Stephen Hawking kara deliklerin zaman yolculuğundaki çalışma prensibini şöyle açıklıyor: “Etrafında tekrar tekrar dolaştıkça kara deliğin uzağındaki insanlar zamanın