Optimum Dec. 2017 | Page 20

Hepimizin önünde bir yol, kariyer yolu vardır. Yaşadığımız şehir, okuduğumuz okullar, ilgi alanlarımız bize bir yol çizer ve modern dünyanın getirdiği mesleklerden birisini seçip yolumuzu çizeriz. Ama bazılarının yolu farklı bir şekilde biçimleniyor. Tarihteki ilk terörist grup olduğu düşünülen “Haşhaşiler” ya da “Fedailer” in lideri Hasan Sabbah’ın yolu bizim bildiğimiz yollardan çok farklı. 11. yüzyılın ortalarında On İki İmam Şiiliği’nin kalbi olan Kumm’da doğan, fakat yakın çevresinde radikal İsmaililer olmayan Sabbah kendi deyimiyle dünyanın yarısını at, eşek, deve üzerinde bazen gemilerle geziyor. İbn Sabbah 17-18 yaşlarına kadar varlığın sebebinin ve hakikatin peşinden koşuyor. Bu sırada İsmaili bir refikle karşılaşıyor. Sabbah’ın hiç kimsenin cevaplayamadığı sorularına onu tatmin edici cevaplar veren bu zat Hasan Sabbah’ın hayatını değiştiriyor. İnsanların algıladıklarının, gerçek olduğuna inandıklarını fark etmesiyle bu değişken durumun hakikat olamayacağı kanısına varan Sabbah, planlarını kurgulamaya çok erken yaşlarda başlıyor ve ileride insanların algılarını yöneterek kendisine gönülden bağlı hadımlardan, cariyelerden, fedailerden, piyadelerden ve dailerden oluşan ve kimsenin hayal dahi edemeyeceği bir organizasyonu, 20 o zamanın teknik bilgisiyle zapt etmesi imkansız olan Alamut’ta kuruyor. Bulunduğu dönemin en tahsilli ve bilgin kişilerinden olan Hasan Sabbah, bazı rivayetlere göre Ömer Hayyam ve Melikşah ile sınıf arkadaşı, medresedeyken sözleştikleri üzere vezir olmasıyla; Melikşah, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah’ı Selçuklu Sarayı’na sokuyor. Bir süre Nizamilmülk’e hizmet eden Sabbah’ın saraydan sürülmesi, sultana ondan daha yakın olmaya başlamasını fark eden Melikşah’ın ona bir komplo kurmasıyla gerçekleşiyor. Melikşah, idamını istese de Ömer Hayyam’ın arabuluculuğuyla sürgün edilmesi kararlaştırılıyor. Alamut Kalesi’nin ve çevresindeki piyadelerle dolu 30 kalenin hakimi olan Sabbah’ın planlarının gerçekleştirmesini sağlayan asıl gruplar, ailelerinden izinli gelen İsmaili gençler ve Dünya’nın dört bir yanından satın alınarak getirilen birbirinden güzel cariye kızlar. Bu iki grup, birbirlerinden habersiz biçimde eşzamanlı olarak eğitiliyor. İsmaili mezhebinin esasları, edebiyat ve şiir iki tarafta da öğretilirken, erkeklere; askeri dersler, kızlara; dans, müzik, aşçılık, nakış dersleri veriliyor. Buna karşın öğrencilerin bulundukları yeri, neden burada olduklarını sorgulamaları ise kesinlikle yasak. Bilinen diğer birçok askeri okuldan farklı özellikleri