nisan2019 nisan2019 | Page 44

Üç kıtaya hakim olan Osmanlı Devleti gittiği her yere İslam ile birlikte tarihini ve kültürünü de götürmüştür. Her köşesi buram buram tarih kokan Anadolu’dan hiçbir farkı olmayan şehirler kurmuştur. Üzerinden asırlar geçmesine rağmen ecdadın izleri halâ ayakta. Mekke, Medine, Kudüs Şam, Bosna, Kahire, İstanbul... Aralarında kilometreler olmasına rağmen birbirlerinden ayıramayacağımız İslam’ın gözbebeği şehirler. Devlet-i Aliyye¸ Mısır’da uzun yıllar hâkimiyet sağlamış ve başta başkent Kahire olmak üzere İskenderiye¸ Sina¸ Şarkiye gibi büyük kentlerde eşsiz mimarî yapılar ve eserler inşa ederek bu tarihî yapıları Mısır halkına miras bırakmıştır. Mısır topraklarını baştan aşağı imar eden, savaşçılığıyla olduğu kadar, devlet adamlığıylada kendisinden sonra gelenlere örnek olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından yapımına 1830 yılında başlanan cami, 1848 yılında Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa döneminde tamamlanmıştır. İstanbul’dan getirtilen Mimar Yûsuf Boşnak tarafından inşa edilmiştir. Mehmed Ali Paşa Cami klasik Osmanlı mimarisinin Mısır’daki en önemli örneklerinden biridir. Cami Osmanlı selâtin camileri tipinde inşa edilmiştir. Süslemelerinde de barok ve rokoko gibi Batılı üslûplar tercih edilmiştir. Cami kubbeli bir harimle şadırvanlı bir avludan meydana gelmektedir. Selahaddin Kalesi’nden Kahire’ye bakıldığında Osmanlı mimarisi ile yapılan camiler hemen fark edilebilmektedir. Kahire Kalesi’nin de üzerine kurulduğu tepelerden birinde tüm Kahire’ye hakim bir konumda bulunur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa Cami hâlen tüm canlılığı ile ayaktadır. 44