Hayır! Koskoca Ayasofya’ya girme bedeli 60 tl değil;
ihlâslı bir abdest olmalı… Ayakkabılarımızın pisliği ile
değil; ayakkabılarımızı çıkararak, hatta ve hatta pis
ayakkabılarımızla giremediğimiz gibi günâhlarımızı,
hata ve kusurlarımızı, sû-i zânn ve nefsimizin türlü
habâsetlerini de ayakkabıların altına koyup da girmek
olmalı Ayasofya’ya girme bedeli… Sonra aldığımız
abdestin üzerine bir de gözyaşlarımız ile aldığımız
abdest eklenmeli abdestimize…
Ayasofya! Batı’nın hiç silinmemiş, kabuk tutmamış, kurumamış kînli yarasısın sen! Haçlı’nın
hâinliğinin temsîlisin sen! Haçlı’nın hıncı, hırsısın sen! Konstantinlerin, Herakliyusların
kuyruk acısısın sen… Son olarak 15 Mart’ta Yeni Zelanda’daki menfûr saldırıda o terörist
Hristiyan’ın 70 küsûr sayfalık manifestosunda gördünüz: “Ayasofya’yı minarelerinden
kurtaracağız. Tekrar kiliseye çevireceğiz” diyor… Biz Ayasofya’yı resmî olarak müzeye
çevirdik ve çekildik. Ama bakıyoruz Hristiyan katiller, Ayasofya için bizi tehdit ediyor. Kendi
ülkesindekileri ‘Müslüman’ diye, ‘göçmen’ diye öldürüyorlar. Bu hayvana ve bu hayvanın
yularını elinde tutanlara: “Alın size Ayasofya!” deyip, Ayasofya’yı ibâdete açmak, en güzel
cevap olacaktır. Hatırlar mısınız bilmem; 4 yıl önce Rus Komünist Partisi milletvekili, haddini
aşmış ve “Ayasofya’nın Ortodoks Kilisesi'ne teslim edilmesi için Türkiye’den dostça bir
adım bekliyoruz. Rusya, maddi olarak katılımda bulunmaya ve tüm kiliselerin kabul ettiği
Hıristiyan anıtın restorasyonu konusunda en iyi bilim adamlarını görevlendirmeye
hazırdır.” demişti. Bunu, Rusya ile yaşanan ‘uçak düşürme’ krizine yönelik olarak:
“Ayasofya’yı Ortodoks Kilisesi olarak bize teslim edin; biz de sizin bu cür’etinizi
bağışlayalım” demeye getirmişti. Bu hadsizleri kuru kuru kınayarak, lanetleyerek çok vakit
kaybettik artık okkalı bir şamar giydirmeliyiz suratlarına ve bu “Ayasofya’yı açarak olur”
diyorum. Ey Ayasofya! Fâtih Sultan Mehmedinsin sen! Fâtih Sultan Mehmed’in ümidi,
hayâli, zaferi, ufkusun; hânedân-ı âl-i Osmân’ın vakfısın! Müslümanın gücü, üstünlüğüsün.
Bu vatanın asla nâ-mahrem eli değmeyecek mâ’bedinin göğsüsün sen!
Ayasofya, câmiî hüviyeti kaldırılıp; müzeye çevrildiği yetmez imiş gibi Allah (cc),
Muhammed (sav), Ebû Bekîr, Ömer, Osman, Alî, Hasan, Hüseyin (ra) ism-i şerîfleri de sanki
nâ-mühim bir nesnenin isimleri gibi yerlere indirilmiş, atılmış, hurda niyetine satılmaya
kalkılmış! İnsan gerçekten hayret ediyor; İslâm’dan, Müslüman Türk’ten bu kadar ne istendi
de Allah’ın ismi, peygamberinin ismi, 4 sâdık yârin, ehl-i beytin isimleri yerlere atıldı
acaba?!
41