nisan2019 nisan2019 | Page 37

Birliktelik kavramı çözülmeye uğramaktadır. Hızlı üretim kadınları da hızla çalışma hayatı içerisinde dahil etmektedir. Bununla birlikte, zaten babadan uzaklaşmış çocuk anneden de uzaklaşma dönemine girmektedir. Bedensel ve ruhsal açlıklar böylece ortaya çıkıyor bu eksikliklerin yerine idame edeceği şeyler arayan çocuk büyük oranda gelişimine katkı sağlayacak tamamlayıcılar değil; aksine çözülmeyi hızlandıracak bir çarkın içerisine dahil olmaktadır. Sanal arkadaşlıklar, aşırı bilgisayar ve telefon kullanımı yahut; başıboşluğu sebebiyle ahlaki yoksunluğu olan ortamla tanışabiliyor. Sanayi devrimi veyahut herhangi bir teknolojik gelişmenin hayatımıza sadece olumlu katkıları olmamaktadır. Getirilen yeniliklerin, olumsuzluklarını bertaraf edecek politikalar izlenmediğinde, oluşturduğu tahribatı getirdikleri güzelliklerle örtmeye maalesef güç yetirilemeyecektir. Şuan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere birçok bakanlık aileyi ve geleceği ifade eden çocuğu toplayıcı politikalar izleme yönünde hareket etmektedir. Ancak ne yazık ki hızlı fabrikalaşma ile evden çekip alınan ebeveynlerin çocukta meydana getirdiği boşluğu kapatacak bir araç bulmak hiçte kolay olmamaktadır. Birçok çalışma bu sebeple amacına ulaşamadan yarıda kalmaktadır. Bundan önceki tüm yeniliklerde olduğu gibi – olumsuz yönünü ortadan kaldıracak bir yol izlenmedikçe – teknolojik her yenilik ahlaki yozlaşmanın hızlandırıcıları olmaya devam edecektir. Ne teknolojiyi takip etmeden gelişmek mümkündür ne de ahlaki değerleri yitirerek. Bu iki uç birbirine orantılı gitmek zorundadır ki ‘’millet’’ kavramının içi dolabilsin. Velhasılı kelam; tamamen üretime dönen yüzümüzü, geleneklerimizde mevcut olan ahlaka, güzel hasetlere hızla çevirmeliyiz. Sadece teknolojide zirvede olmak yerine hem teknolojide hem de ahlaki gelişmelerde ilerleyip, zirvenin bir alt basamağında olma korkumuz olmamalıdır. Zihnen ve ahlaken gelişmiş bir toplum –gençlik- o teknolojiyi zamanla zirveye ulaştırmayı da şüphesiz başaracaktır. 37