nisan2019 nisan2019 | Page 36

Bunlar içerisinde en masum olanı hızla artan nüfus sebebiyle tarımdaki iş gücünün yetersiz gelmesi sunulmuştur. Buharlı makinenin icadı ile tarımda da makineleşmeye geçilmesiyle eski usul tarım yapmaya devam eden kesim, yaptıkları işte daha fazla direnememiş, kırsal alandan kente hızla göç hareketi başlamıştır. Sanayi devrimi bir yüzünden bakıldığında önemli bir modernleşme hareketi olarak görülebilir. Ancak farklı yüzlerden bakmayı denediğimizde bireylerin yaşadıkları topluma, ailelerine ve en önemlisi kendilerine uzaklaşmaları ve yabancılaşmalarının da kapısını açmış bir hareketin adıdır. Göç; sadece mekan olarak kırdan kente, iş olarak tarladan fabrikaya olmakla kalmamış ahlaki olarak ta kendinden tanımadığı bir iç aleme geçişin adını temsil eder hale gelmiştir. Kırdan kente göç edenler, alışık olmadıkları hayata uyum sağlamakta ciddi zorluklar çekmiş, süregelen bir takım alışkanlıklarını sürdürmek üzere gecekonduların hızla artmasını sağlamışlardır. Tarımda veya hayvancılıkta üretimin ve tüketimin her basamağında yer alan birey fabrikada üretimin yalnızca bir ayağında, üretime katkı sağlayıp, üretimin diğer ayaklarını tanımaz hale gelmiştir. Bunun sonucu yeteneklerini keşfetmesi ya da kendisinin yapabildiği şeyleri görmesinin de bir nevi önü kesilmiştir. İnsanın kendine yabancılaşma yolculuğunun burada başladığını düşünüyorum. Bu üretim o kadar seri yapılıyor ki birey üretimin diğer evrelerini izleyemiyor bile. Çoğu kez ayağına giydiği ayakkabının tokasını kendisinin ürettiğini bile bilmiyor. Çünkü ne için, kimin için ürettiğini bilmiyor. Yalnızca üretmesi gerektiği için üretiyor. Bireyin tüketeceği her ürünün fiyatı belli olduğundan, parasından başka hiçbir şekilde ihtiyaçlarını giderememe durumu ortaya çıkıyor zamanla. Kas gücü ya da sahip olduğu bir yetenek ya da elindeki bir ürün ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. Ancak ürününü, yeteneğini, kas gücünü satarak elde ettiği para ile ihtiyacını giderebiliyor. Bu da zamanla beynimize yalnızca kazanma ahlakının komutunun verilmesine neden oluyor. İnsan sadece kazanmak ve sahip olmak için çalışmaya başlıyor. Bu durum onu çevresi ile ilişkilerinden de uzaklaştırıyor. Çünkü hayatta kalabilmek için kazanmaya muhtaç bir insan modeli oluşturuluyor ve zamanla güzel hasletlerimizi bir bir yollara bırakarak yaşamaya devam ediyoruz. Toplumda herkes bu yaşam mücadelesi içinde olduğundan, bireyler arasında, önce dahil olduğu toplumdan sonra aileden sonra da kendisinden uzaklaşma başlamaktadır. 36