“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen Edebâli atanın işaretinde, insanın yaşadığına dair
mühürler vuruyor Mimar Sinan. Bu mühürler vurulurken aklıselim, lojistik kabiliyeti en
yüksek verimlilikte, sabırlı ve bilgiye açık, kamusal nihai başarıları kişisel zaaf ve
ihtirasların üzerinde tutarak yapıyor. Devlet yaşıyor insan yaşadıkça. Hakk ile olup Hakk’a
olmaya gayret ediyor. Peygamber Ocağı ordusu İran üzeri sefer ederken, Sinan Van
Gölü’nü 2 haftada 3 kadırga yapacak bir azim ve cesaretle devlet olup geçiyor örneğin.
Bosna’da köprü oluyor. Ordu gitsin, ordu yürüsün, devlet olsun, İslâm kılsın diye, toprağı
incitmeden aşk-ül ayn kokuyor. İbadet ediyor Mimar Sinan. Mimar bedenini, erdem
ruhunun emrine amade kılıyor. Ruhunda üflenmiş nurdan nefesi taşlara, sütunlara
yükleyip Gök kubbe altında kubbeler ile zikrediyor. Kendisine emanet edilen mühendislik
bilimini, sanat ilmine harç edip karıyor, Mimar mirasları açıyor önümüze. Asırlar
öncesinden asırlar sonramıza ufuklar saçıyor. Köprüleri yalnız ırmağı geçmek için
yapmıyor. Aynı zamanda doğuyu batıya ulayıp, hepsinin üzerinde bir hâle imza ediyor.
Dünya üzre bir Mimar Sinan geçiyor. Hâlen ve hem de yine geçmeye devam ediyor.
“Çıraklık işim” diyor an geliyor o vakit. O vakit Şehzade Mehmet Camisi geliyor. Dört
ayaklı, dört yarım kubbenin desteklediği bir ana kubbe ile inşa ediliyor cami.
Akabinde Üsküdar’da Mihrimah Camii yapılıyor. Avlusunda bugün de şiirler yazılan inci.
Kız kulesi ile yoldaş olup bizleri selamlıyor.
Her işi incelik ve zarafet yüklü. Tüm ihtişamlarını, imarın sadeliği içre ispat ediyor. Hay
demeden hayran olan hisseler düşüyor fakir haznelerimize bugün.
“kalfalık dönemim” dediği vakit Mimar Sinan, Süleymaniye Camii ve külliyesi imar oluyor.
Farklı bölgelerden getirilen malzemelerle inşa olurken devletin hakimiyetini anlatıyor.
Mihrabında Fetih Suresi, kubbesinde Nur Suresi yazıyor. İslâm dininin, evrensel ve
zamandan münezzeh kapsayıcılığı Mimar Sinan’ın eserlerinde vukuu ediyor. Ayetleri bir
de buradan okumak mı düşüyor naçiz idrakımıza bilinmez lakin… Medeniyet, Mimar
Sinan’ın şehircilik anlayışında insan ile can buluyor. Darülkurra (kitap okuma yeri),
darüşşifa (sağlık odası), hamamı, imareti, altı medresesi, dükkânları ve Kanunî Süleyman
ile Hürrem Sultan‘ın türbeleriyle büyük bir alana yayılmış kentsel bir düzenleme olarak
Haliç kıyısında sade ihtişamıyla bizi gözetiyor Süleymaniye… Hem bu dünyayı hem ahireti
zihinlerde tutuyor.
29