Deniz tarafında da Haliç’e gerdikleri kalın ve geniş
zincirler Osmanlı donanmasının geçişini zorlaştırırken
aynı zamanda Venedik ve Ceneviz gemilerinin
Bizans’a yardıma gelmesi Baltacıoğlu Süleyman Bey
komutasındaki
Osmanlı
donanmasının
geri
çekilmesine neden oldu. Bu talihsiz geri çekilmeyi
sahilden izleyen Mehmed hiddetlenerek atını denize
sürmüş ve “Durdurun şu gemileri!” diye bağırmıştır.
Hem karada hem de denizde görülen bu başarısızlık
Bizans’ı umutlandırmış, Osmanlı ordusunda da
ümitsizliğe sebep olmuştu.
21 Nisan sabahı, donanmanın başına Hamza Bey’i getiren II. Mehmed, Bizans’ın kuşatmayı
durdurma talebini geri çevirmiş ve istişarelerinin sonucunda kuşatmaya devam kararı
almıştır ve aynı gün başlayan top ateşi akşama kadar devam etmiştir. Bundan sonraki
strateji oldukça önemliydi ve Mehmed stratejisini özellikle Haliç ve donanma üzerinde
yoğunlaştırdı. Donanmasını karadan geçirerek savunma hattının ötesinde bir noktada
Haliç’e indirmeye karar verdi. Bir ray hattı yapmayı sağlayacak keresteyi, gemileri kaldıracak
beşik sistemini, hattın kayganlaşmasını sağlayacak yağla dolu fıçıları, insan ve hayvan
gücünü bir araya getirdi. İlk gemi tepenin üstüne vardığında, Soğuksu’ya (günümüzde
Kasımpaşa) doğru ağır ağır inmeye başladı. Ardındaki gemiler de öğlen saatlerinden önce,
mürettebatı sürpriz bir saldırıyı karşılamaya hazır şekilde, Haliç’in durgun sularına inmişti.
Onu diğer gemiler izledi. Bunlar “Futsa”, yani kürekçi sıralarının sayısı on beşten yirmiye
kadar çıkan 20 metre uzunluğundaki küçük ama hızlı gemilerdi. Daha büyük kadırgalar
Çiftedirek limanında kalmışlardı. Zekice tasarlanan operasyon, bütünüyle bir stratejik ve
psikolojik başarıydı. Haliç boyunca uzanan Osmanlı gemilerinin haberi şehirde yayılmaya
başladığında herkesin içini bir korku kapladı. Konstantin, kara surlarından bir kısım askeri
çekerek bu bölgeye konuşlandırmak zorunda kaldı. Böylece moral faktörü Bizanslılardan,
kara ve deniz taarruzları başarısızlıkla sonuçlanan Osmanlılara geçmiş oluyordu.
Ve günler geçtikçe top atışları artıyor, Bizans surları zarar görmeye başlıyordu. Elli üç gün
süren bir kuşatma netice vermeden önce başarısızlıklara, ümitsizliğe, kararsızlığa şahitlik
göstermiş olsa da netice başarı olmuştur. 29 Mayıs 1453 günü genel saldırı yapıldı ve
120.000 askerin “Allah Allah!” nidalarıyla hücuma geçildi. II. Mehmed’in, “Hepiniz büyük
fedakârlıklar gösterdiniz. Ama sizden daha fazlasını isteriz. Artık bu şehri alınız. Sizden
mazeret değil müjde bekleriz.” Diyerek ordusuna seslenişi hayat bulmuştur.
20