Natura March - April 2013 | Page 91

A kdeniz mimarisinin efsanesi kimi zaman gerçeğini geride bırakır. Diğer pek çok hala yaşayan gelenekte olduğu gibi, Akdeniz mimarisi de yeni, daha çağdaş gelişmelere tezat teşkil eden bir tarihi kimliğe sahip. Akdeniz mimarisi fikrinin 20. yüzyılın başlarında A.B.D.’de Akdeniz Canlanması olarak bilinen tarihselci tarzla başlamış olması durumu daha da karmaşıklaştıran bir gerçek. İspanyol emsallerinden etkilenen Akdeniz Canlanması 1910’lardan 1940’lara kadar Amerika’nın California ve Florida gibi sıcak eyaletlerinde popüler bir mimari tarzıydı. Bu tarihselci tarz, stukko duvar yüzeyleri, düz ya da az eğimli terrakotta ve seramik çatıları, kemerleri, desenli ya da seramik kaplı parapet duvarlarıyla belirginleşiyordu. Hollywood yıldızlarının Sunset Bulvarı gibi filmlerde karşımıza çıkan Akdeniz tarzı evleri, savaş sonrası Amerikan banliyölerinde beliren milyonlarca Akdeniz tipi eve ilham kaynağı oldu. Buna karşın Avrupa’da modern Akdeniz mimarisi bir tarz olarak değil, modernizmin alan ve ışığa olan ilgisine paralel, organik bir yaklaşım olarak gelişti. Josep Lluís Sert, Eileen Grey ve Le Corbusier gibi önde gelen modern mimarlar Akdeniz’de buranın iklim ve yaşam tarzından yararlanan ama bir tarz oluşturma çabası gütmeyen konut örnekleri yarattılar. Bu mimaride, iç ve dış mekanları bağlayan alan akışı, kaya, deniz ve bitkilerin dramatik topografisi ile birleşerek tarz ve biçimden çok, çevreyi vurguluyordu. Le Corbusier hayatının son dönemini bu mimarinin basit bir örneği olan Fransa’nın Roquebrune-Cap-Martin kasabasında kendi tasarladığı, taş bir temele oturtulan küçük, ahşap bir kulübede, her gün yüzdüğü Akdeniz’in kıyısında geçirdi. Bugün bu modern Akdeniz mimarisinin idealleri, özellikle Akdeniz ülkelerinde, yeni yaşam biçimlerinin gelişimine paralel, yeni ve farklı eğilimler gösteriyor. Akdeniz mimarisinde tarihselcilik ve sürekli yeniden ısıtılıp önümüze konan geç modernizm artık yerlerini giderek karmaşıklaşan müşteri gereksinimleriyle, şehirleşmeyle ve doğayla geçmişi birleştirme arzusuyla doğrudan iletişim kuran bir mimariye bırakıyor. Bunun yeni tamamlanan bir MYTHS OF THE MEDITERRANEAN DIVERCITY ARCHITECTS EXTENDS THE IDEA OF MEDITERRANEAN ARCHITECTURE IN THE PSYCHIKO HOUSE IN SUBURBAN ATHENS. T he legend of Mediterranean architecture sometimes outstrips its reality. As with many other living traditions, the architecture of the Mediterranean has a historical identity that is in contrast to newer, more contemporary developments. The fact that the idea of Mediterranean architecture started off as a historicist style known as Mediterranean Revival in the U.S. in the early 20th century further complicates the issue. The Mediterranean Revival influenced by Spanish precedents was a popular style of architecture from the 1910s to 1940s in America’s warm weather states such as California and Florida. This historicist style was characterized by stuccoed wall surfaces, flat or low-pitched terracotta and tile roofs, arches, scrolled or tile-capped parapet walls. The image of hilltop mansions of Hollywood stars in the Mediterranean style visible in films such as Sunset Boulevard was the impetus for the further popularity of Mediterranean architecture in millions of examples in post-war American suburbia. In contrast, in Europe the Mediterranean modern evolved not as a style but as an approach developed in a more organic way in line with modernism’s interest in space and light. Leading modern architects such as Josep Lluís Sert, Eileen Grey and Le Corbusier created examples AKIŞKAN KÜTLESİ İLE DİKKAT ÇEKEN PSYCHIKO EVİ ATİNA’NIN ŞIK BANLİYÖSÜ PSYCHIKO’NUN YAMAÇLARINA İNŞA EDİLDİ. THE FLOWING FORMS OF THE PSYCHIKO HOUSE ATTRACT ATTENTION ON THE HILLS OF THE UPSCALE PSYCHIKO NEIGHBORHOOD OF ATHENS. MART - NİSAN 2013 / MARCH - APRIL 2013 • NATURA 91