olan ve her bir katında farklı bir ailenin yaşadığı
apartmanlardan oluşmaktaydı. Demokrat Parti’nin
yönetimindeki İstanbul, 1950-60 yılları arasında
yasallaşan kat mülkiyeti yasası gibi birtakım araçlarla,
ahşap binaların mülk sahipleri tarafından yıkılıp
yerine 4-5 katlı betonarme karkas yapıların inşaatına
olanak sağladı. Çok üzücüdür ki, on yıl gibi kısa bir
sürede İstanbul’un ahşap konut alanları yavaş yavaş
yok oldu. Şehir halkı ise sıcak su ve ısıtma sistemi
gibi olanaklar sunan bu beton apartmanlardaki
yaşama uyum sağlamaya çalıştı. On yıl gibi kısa
bir sürede gerçekleşen bu yıkım/yapım faaliyeti,
İstanbul’un tarihi dokusunda geri dönüşü olmayan
birçok iz bıraktı. Şehrin tarihinde, konut alanlarının
geçirdiği ikinci en önemli değişimin son on yılda
meydana geldiğini bu bağlamda söylemek yanlış
olmaz. Çoğu zaman gökdelen görünümlü çok katlı
“rezidans”lar, Beyoğlu ve diğer tarihi alanlarda hatta
su havzalarında bile birer birer inşa ediliyor.
Çok sayıdaki konut projesinin tasarım ve inşaatını
üstlenmiş olan İstanbul kökenli Boran Ekinci Mimarlık
bu projelerinde, doğal taşın çarpıcı kullanımı ile
Pera’nın altın çağını yaşadığı 19. yüzyılda sahip
olduğu bina stoğu ve apartman kültürünü hatırlatma
PROJE, ÖZGÜN CEPHESİYLE DİKKATLERİ ÇEKİYOR.
THE BUILDING IS CHARACTERIZED BY ITS UNIQUE FAÇADE.
After undergoing a downturn in the 20th century the
district today is a true architectural laboratory with its
numerous monuments dating to the middle ages, early
modern era and 19th century revivalism being rapidly
transformed by Istanbul’s current boom in real estate
development.
Historically Pera, now called Beyoğlu, was primarily
home to the city’s non-Muslims as the Muslim majority
was living across the Golden Horn in the historic
peninsula until the early 20th century. The traditional
residential architecture in the Muslim areas was two or
three storey wooden houses inhabited by large families.
In contrast, in non-Muslim neighborhoods, such as
Galata and Pera, families lived in flats in housing
blocks (apartments) with shops on the ground floor.
This situation changed between 1950 and 1960 under
the rule of the Democrat Party with new laws giving
residents the legal right to demolish their wooden
houses to construct four or five storey apartment
buildings. Within a decade, the housing heritage
of Istanbul simply disappeared and the residents
learned to live in these apartment buildings. This was
a major transformation that left a deep mark on the
urban pattern of Istanbul. In the last decade, Istanbul
has been experiencing its second major housing
MART - NİSAN 2013 / MARCH - APRIL 2013 • NATURA 61