Natura March - April 2013 | Page 61

olan ve her bir katında farklı bir ailenin yaşadığı apartmanlardan oluşmaktaydı. Demokrat Parti’nin yönetimindeki İstanbul, 1950-60 yılları arasında yasallaşan kat mülkiyeti yasası gibi birtakım araçlarla, ahşap binaların mülk sahipleri tarafından yıkılıp yerine 4-5 katlı betonarme karkas yapıların inşaatına olanak sağladı. Çok üzücüdür ki, on yıl gibi kısa bir sürede İstanbul’un ahşap konut alanları yavaş yavaş yok oldu. Şehir halkı ise sıcak su ve ısıtma sistemi gibi olanaklar sunan bu beton apartmanlardaki yaşama uyum sağlamaya çalıştı. On yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşen bu yıkım/yapım faaliyeti, İstanbul’un tarihi dokusunda geri dönüşü olmayan birçok iz bıraktı. Şehrin tarihinde, konut alanlarının geçirdiği ikinci en önemli değişimin son on yılda meydana geldiğini bu bağlamda söylemek yanlış olmaz. Çoğu zaman gökdelen görünümlü çok katlı “rezidans”lar, Beyoğlu ve diğer tarihi alanlarda hatta su havzalarında bile birer birer inşa ediliyor. Çok sayıdaki konut projesinin tasarım ve inşaatını üstlenmiş olan İstanbul kökenli Boran Ekinci Mimarlık bu projelerinde, doğal taşın çarpıcı kullanımı ile Pera’nın altın çağını yaşadığı 19. yüzyılda sahip olduğu bina stoğu ve apartman kültürünü hatırlatma PROJE, ÖZGÜN CEPHESİYLE DİKKATLERİ ÇEKİYOR. THE BUILDING IS CHARACTERIZED BY ITS UNIQUE FAÇADE. After undergoing a downturn in the 20th century the district today is a true architectural laboratory with its numerous monuments dating to the middle ages, early modern era and 19th century revivalism being rapidly transformed by Istanbul’s current boom in real estate development. Historically Pera, now called Beyoğlu, was primarily home to the city’s non-Muslims as the Muslim majority was living across the Golden Horn in the historic peninsula until the early 20th century. The traditional residential architecture in the Muslim areas was two or three storey wooden houses inhabited by large families. In contrast, in non-Muslim neighborhoods, such as Galata and Pera, families lived in flats in housing blocks (apartments) with shops on the ground floor. This situation changed between 1950 and 1960 under the rule of the Democrat Party with new laws giving residents the legal right to demolish their wooden houses to construct four or five storey apartment buildings. Within a decade, the housing heritage of Istanbul simply disappeared and the residents learned to live in these apartment buildings. This was a major transformation that left a deep mark on the urban pattern of Istanbul. In the last decade, Istanbul has been experiencing its second major housing MART - NİSAN 2013 / MARCH - APRIL 2013 • NATURA 61