53
SINAİ
SEYAHAT
Pastoral vadiler: Sade yaşantının hüküm sürdüğü Anadolu coğrafyası
Bereketli topraklarıyla dünyanın
en çok hikâye barındıran merkezi
Anadolu, tarih boyunca büyüleyici
bir kara parçası olmayı sürdürdü.
Anadolu coğrafyasını süsleyen dağ-
ların ve tepelerin arasında, ovalarda
veya deniz kenarında kurulmuş
olan birçok köy; sade yaşantıların
yanı sıra renkli yapıların da ev
sahibi.Begonvillerle, Peri Bacalarıyla
klometrelerce uzanan plajlarıyla
ve narenciye bahçeleriyle ünlü bu
güzellikler görülmeye değer. İşte
koynunda sayısız zenginlik barın-
dıran ve derinlerine indiğinizde her
biri sizi kucaklayan 10 müthiş köy:
Cennet dünyada:
Yanıklar Köyü Sulardan çıkan tarih:
Savaşan Peribacalarına komşu:
Mustafapaşa Begonvil cenneti:
Eski Datça Paganizmin merkezi:
Harran
Fethiye’ye 15 kilometre
uzaklıktaki Yanıklar Köyü,
dünyada sadece Muğla
bölgesine özgü Anadolu
Sığla ağaçları, coşkun de-
releri, narenciye bahçeleri,
birçok kuşun konaklama
alanı olan Karaot Akgöl ve
çevresi ile bir doğal cennet.
Köy, Dalaman Havalimanına
45 kilometre uzaklıkta,
Göcek-Fethiye arasında yer
alıyor. Bir yanda Akdeniz
ve plajları, diğer yanda
verimli narenciye bahçeleri
ve yemyeşil dağlar pastoral
bir tablo gibi. Birecik Baraj suları altında ka-
lan, Fırat’ın altındaki Savaşan
Köyü, baraj gölünden yükse-
len minaresiyle hafızalarda
yer etti. Camisi ve okulu suyun
altındaki köy şimdilerde terke-
dilmiş ve eski cıvıltısını tekrar
aynı oranda kazanamamış…
Mezopotamya topraklarına
bereket taşıyan Fırat Nehri’nin
hoş manzarasına sahip, güzel
taş işlemeciliği olan evler
bugün boş duruyor. Sinasos adıyla bilinen Mus-
tafapaşa Köyü, 1924’e kadar
Türkler ile Ortodoks Rumların
bir arada yaşadığı bir yerdi.
Kapadokya dokusunun en iyi
örneklerinden birisi olan Ür-
güp’e 5 kilometre uzaklıktaki
köy, yakın dönem Anadolu
tarihinin önemli olaylarından
mübadeleye yakından
tanıklık etmiş. Selanik’ten
göç eden halkın yaşadığı ve
Kapadokya içinde görece en
az bozulmuş yerlerden biri
olan Mustafapaşa’da bir yan-
da kilise ve cami, hemen yanı
başında peribacaları var. Akdeniz Köyü nasıl olur
denince akla ilk gelen yerdir
Eski Datça… Sayısız begonvil
ağacının süslediği taş evleri,
güzelim sokakları ve huzurlu
havası ile keşfedilesi bir yer.
Topu topu küçük bir meydan-
dan ve birkaç sokaktan oluş-
sa da insanı sarıp sarmalayan
havasıyla vazgeçilmeyen bir
mekân. Adı sevilen şair Can
Yücel ile özdeşleşen yerde, şu
an restorasyon rüzgarı esiyor. Sümerce kesişen yollar
anlamına gelen Harran, Asur
ve Babil dönemlerinde gök
cisimlerin kutsal sayıldığı
Paganizmin önemli bir mer-
keziydi. Özellikle evlerinin
mimarisi dünyada eşsiz olan
yerin sembolü konik kubbeli
evler, İtalya’nın Puglia Bölge-
sindeki trulli evlerine ilham
olmuş. Şehir surları, Emevi
döneminden kalan iç kale,
Anadolu’nun ilk camilerinden
Ulu Cami kalıntıları ve kutsal
kuyu görülecek yerlerden
bazıları…
Kimi zaman gözlerimizi alan bir yeşile, kimi zaman oyuntularıyla hayran bırakan bir tarihi yapıya sahip olan güzide
köylerimiz onlar... Nice uygarlıklara ev sahipliği yapan, bereketiyle insanını kucaklayan; begonvilleriyle, sarmaşıklarıyla,
zeytin alanlarıyla bir çift gözün görebileceği en güzel alana sahip olan bu güzel köyler, yıllardır koruduğu dokularıyla
Türkiye’nin miraslarından...