Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
her ne kadar özelgelere aykırı rapor
yazılabilecekmiş gibi görünmekte ise de
bunun gerçekleşebilmesi hiç de kolay
olmayacaktır. İnceleme elemanının
özelgeye aykırı rapor yazabilmesi için
kendi görüşünün doğruluğu ve vergi
idaresi başkanlığının görüşünün yanlış
olduğu konusunda, sırasıyla önce
Rapor Değerlendirme Komisyonu’nu,
ardından Merkezi Rapor Değerlendirme
Komisyonu’nu ve en nihayetinde Merkezi
Rapor Değerlendirme Komisyonu ile
özelgeyi veren komisyonun üyelerinden
oluşan Karma Komisyonu ikna etmesi
gerekecektir. Bunun ne derece imkân
dâhilinde olduğu tartışma konusudur.
Mükelleflere Başka Mükelleflere Verilen
Özelgelerden Yararlanma Olanağı
Özelgeler çok uzun yıllar boyunca
mükellefin içinde bulunduğu duruma
özel olarak verilen görüşler olarak ele
alınmış ve sadece özelgeyi alan mükellef
açısından bir anlam ifade etmiştir. Aynı
durumda olan mükellefler, başvuruda
bulunup aynı yönde özelge almadıkları
sürece, ceza kesilmemesi ve gecikme
faizi hesaplanmaması yönündeki
mükellefi rahatlatan uygulamalardan
yararlanamamıştır. 6009 Sayılı
Kanun’la yapılan yasal düzenlemede
rapor değerlendirme komisyonlarının
düzenlenen vergi inceleme raporlarını
vergi kanunları ve ikincil düzenlemelerin
yanı sıra özelgelere uygunluğu yönünden
de değerlendireceği hükmüne yer
verilmiştir. Söz konusu yasal düzenlemeye
ilişkin olarak yayımlanan genel tebliğde
ise, yasa hükmünde kısıtlayıcı yönde
bir hüküm bulunmadığından inceleme
raporları değerlendirmeye tâbi tutulurken
adına rapor düzenlenmiş mükellefe
verilmiş özelgeyle sınırlı kalınmayacağı,
konuya ilişkin olarak başka mükelleflere
verilmiş bulunan özelgelerin de dikkate
alınacağı belirtilmiştir.
Böylece mükelleflerin aynı durumda
olmak kaydıyla başka mükelleflere
verilmiş bulunan özelgelerden
yararlanmasının önü açılmıştır. Dolayısıyla
aynı durumda olan mükellefler arasında
eşitliği sağlayan bu düzenlemenin,
mükellef hakları ve verginin belirginliğinin
artırılması açısından ileri yönde atılmış bir
adım olarak kabul edilmesi gerekir. Diğer
taraftan, bu uygulama ile aynı yönde
görüş almak üzere her bir mükellefin
ayrı ayrı başvuruda bulunmasına gerek
kalmayacak, idarenin iş ve işlem
yoğunluğu azaltılabilecektir. Ancak
mükellefin durumuna emsal olarak alınan
özelgenin hatalı bulunduğu kanaatine
varılması durumunda, bu defa öngörülen
prosedüre göre işleyen sürecin sonunda
söz konusu özelge iptal edilecek ve
hiçbir mükellefin yararlanma olanağı
kalmayacaktır.
Hukuka Aykırılık İddiaları ve Yapılan
Değerlendirmeler
Vergi denetim elemanlarının yetkilerinin
kısıtlanmasına yönelik olarak yukarıda
yer alan bu düzenlemeler bazı
akademisyenler tarafından olumlu
görülerek özelgelerin inceleme
elemanlarını bağlamamasının
sakıncalarının giderilmeye çalışıldığı,
özelge uygulamasına ciddiyet
kazandırılacağı ve özelge alanların biraz
daha güvenceye kavuşturulacağ ı yönünde
değerlendirmelerde bulunmuşlardır.5
Ancak bazı akademisyenler tarafından
da konuya olumsuz yaklaşılarak yapılan
düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu
değerlendirilmiştir:6
“ (…) Bir hukuk devletinde kanun
metninin içine inceleme raporlarının
kanun dışında genel tebliğ ve sirkülere de
uygun olmasının aranması hem kanunilik
ilkesi hem de mükellef hakları bakımından
ciddi uyumsuzluklar yaratmaktadır.
Sorumlu Vergicilik
77