Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
da sağlamaktadır. Ancak çıkarılan bu
kadar kanuna rağmen vergi idaresi ile
mükelleflerin bir türlü barışamadıklarını
ifade etmek herhalde çok yanlış olmaz.
yönünden karşılıklı anlaşma usulü
süreçleri Gelir İdaresi Başkanlığı Avrupa
Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı
tarafından yürütülmektedir.
Her ne kadar tahsilatı hızlandırarak kısa
vadede hazineye nakit girişi sağlaması ve
idare ile yargıdaki ihtilaflı dosya sayısının
azalması, eski ihtilafların unutulması,
yorum farklılıklarından kaynaklanan
hususların giderilmesi gibi ekonomik
ve sosyal avantajları olsa da vergi
afları eşitlik ilkesine aykırı olması, vergi
verme alışkanlığı ve ahlâkını bozması
ve cezaların caydırıcılığının azaltması
yönlerinden ciddi şekilde eleştiri konusu
yapılmaktadır.
Türkiye’nin akdettiği çifte vergilendirmeyi
önleme anlaşmalarının tamamında
(genellikle 24 veya 25’inci maddelerde)
karşılıklı anlaşma usulüne ilişkin hükümler
yer almaktadır. Anılan maddelerde
anlaşmaya taraf devletlerin birinde
mukim olanların, taraf devletlerden
herhangi birinde veya ikisinde kendilerine
yönelik yapılan işlemlerin bu anlaşma
hükümlerine uygun olmadığı veya
olmayacağı sonucuna varmaları
durumunda nasıl bir yol izlemeleri
gerektiği açıklanmaktadır. Yine bu
madde çerçevesinde yetkili makamların
bu anlaşmanın yorumundan veya
uygulanmasından kaynaklanan sorunların
çözümü için de karşılıklı anlaşma usulünü
kullanabilecekleri belirtilmektedir.
Bu kapsamda anlaşmalarda eksik
tanımlanmış veya tam anlaşılamayan bir
tanım konusunda taraf devletlerin yetkili
makamlarınca karşılıklı anlaşma usulü
süreci başlatılabilecektir.
Anayasa’nın 87’nci maddesine göre
TBMM üye tam sayısının beşte üç
çoğunluğunun kararı ile genel ve özel
af ilânına karar verebilir. Ancak son
dönemlerde af kanunlarını beşte üç
çoğunluk sağlanmadan çıkarıldığı
görülmekte olup anılan şartın
sağlanmadığı af kanunlarının hukuka aykırı
olduğu iddia edilebilir.
Karşılıklı Anlaşma Usulü
Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması
hükümlerinin taraf devletlerin ilgili vergi
idarelerince uygulanması sırasında zaman
zaman hatalı işlemler, farklı uygulamalar,
hatalı ve farklı yorumlar veya ilgili anlaşma
hükümlerinin dikkate alınmaması gibi
durumlar ortaya çıkabilmektedir. Çifte
vergilendirmenin devamına sebebiyet
veren istenilmeyen durumlarla
karşılaşan ve sorunlarını ulusal seviyede
çözemeyen mükellefler imzaladıkları çifte
vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında
yer alan karşılıklı anlaşma usulüne
ilişkin madde hükümleri çerçevesinde
uluslararası seviyede sorunlarının
çözümünü arayabilmektedir. Söz konusu
usul ile mükellefler durumlarını mukim
oldukları devletin yetkili makamlarına
da iletme imkânı bulmaktadır. Türkiye
Mükelleflerin karşılıklı anlaşma usulü
sürecini talep etme hakları anlaşmalarda
belli bir süreye bağlanmış olup bu
süreler değişebilmektedir. Anlaşmada
sürelerle ilgili bir düzenleme yer almadığı
durumlarda iç hukukta geçerli süreler
dikkate alınmaktadır. Mükellefin talepte
bulunma süresi anlaşma hükümlerine
aykırı olan vergilendirmenin kendisine
tebliğ edilmesinden itibaren başlamakta
ve bu sürenin aşılması hâlinde mükellefin
süreci başlatma hakkı da sona ermektedir.
Karşılıklı anlaşma usulü mükellefler
tarafından yaygın olarak bilinmeyen ve
uygulaması bulunmayan bir yöntemdir.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından
yayınlanan faaliyet raporlarında da bu
konuda bir açıklama yer almamaktadır.