KPMG Turkey Publications | Page 67

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik da sağlamaktadır. Ancak çıkarılan bu kadar kanuna rağmen vergi idaresi ile mükelleflerin bir türlü barışamadıklarını ifade etmek herhalde çok yanlış olmaz. yönünden karşılıklı anlaşma usulü süreçleri Gelir İdaresi Başkanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Her ne kadar tahsilatı hızlandırarak kısa vadede hazineye nakit girişi sağlaması ve idare ile yargıdaki ihtilaflı dosya sayısının azalması, eski ihtilafların unutulması, yorum farklılıklarından kaynaklanan hususların giderilmesi gibi ekonomik ve sosyal avantajları olsa da vergi afları eşitlik ilkesine aykırı olması, vergi verme alışkanlığı ve ahlâkını bozması ve cezaların caydırıcılığının azaltması yönlerinden ciddi şekilde eleştiri konusu yapılmaktadır. Türkiye’nin akdettiği çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının tamamında (genellikle 24 veya 25’inci maddelerde) karşılıklı anlaşma usulüne ilişkin hükümler yer almaktadır. Anılan maddelerde anlaşmaya taraf devletlerin birinde mukim olanların, taraf devletlerden herhangi birinde veya ikisinde kendilerine yönelik yapılan işlemlerin bu anlaşma hükümlerine uygun olmadığı veya olmayacağı sonucuna varmaları durumunda nasıl bir yol izlemeleri gerektiği açıklanmaktadır. Yine bu madde çerçevesinde yetkili makamların bu anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan sorunların çözümü için de karşılıklı anlaşma usulünü kullanabilecekleri belirtilmektedir. Bu kapsamda anlaşmalarda eksik tanımlanmış veya tam anlaşılamayan bir tanım konusunda taraf devletlerin yetkili makamlarınca karşılıklı anlaşma usulü süreci başlatılabilecektir. Anayasa’nın 87’nci maddesine göre TBMM üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar verebilir. Ancak son dönemlerde af kanunlarını beşte üç çoğunluk sağlanmadan çıkarıldığı görülmekte olup anılan şartın sağlanmadığı af kanunlarının hukuka aykırı olduğu iddia edilebilir. Karşılıklı Anlaşma Usulü Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerinin taraf devletlerin ilgili vergi idarelerince uygulanması sırasında zaman zaman hatalı işlemler, farklı uygulamalar, hatalı ve farklı yorumlar veya ilgili anlaşma hükümlerinin dikkate alınmaması gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Çifte vergilendirmenin devamına sebebiyet veren istenilmeyen durumlarla karşılaşan ve sorunlarını ulusal seviyede çözemeyen mükellefler imzaladıkları çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında yer alan karşılıklı anlaşma usulüne ilişkin madde hükümleri çerçevesinde uluslararası seviyede sorunlarının çözümünü arayabilmektedir. Söz konusu usul ile mükellefler durumlarını mukim oldukları devletin yetkili makamlarına da iletme imkânı bulmaktadır. Türkiye Mükelleflerin karşılıklı anlaşma usulü sürecini talep etme hakları anlaşmalarda belli bir süreye bağlanmış olup bu süreler değişebilmektedir. Anlaşmada sürelerle ilgili bir düzenleme yer almadığı durumlarda iç hukukta geçerli süreler dikkate alınmaktadır. Mükellefin talepte bulunma süresi anlaşma hükümlerine aykırı olan vergilendirmenin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren başlamakta ve bu sürenin aşılması hâlinde mükellefin süreci başlatma hakkı da sona ermektedir. Karşılıklı anlaşma usulü mükellefler tarafından yaygın olarak bilinmeyen ve uygulaması bulunmayan bir yöntemdir. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan faaliyet raporlarında da bu konuda bir açıklama yer almamaktadır.