Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Vergilendirme Yetkisinin
Anayasal Temeli ve Sınırları
Emrah Akın
Şirket Ortağı,
Vergi Bölümü
Vergilendirme yetkisi, devletin ülkesi üzerindeki
egemenliğine dayanarak vergi alma konusunda sahip
olduğu hukuki ve fiili gücü olarak tanımlanır.1 Diğer tüm
hukuk alanlarında olduğu gibi vergi hukukunda da hukuksal
yapıyı belirleyen en üst norm Anayasa’dır. Anayasa’nın
vergilendirmeyle doğrudan ilgili olan temel hükmü ise Vergi
Ödevi başlıklı 73’üncü maddedir. Vergilendirme yetkisi,
doğrudan 73’üncü maddede vücut bulan kamu giderlerinin
karşılanması, kanunilik, mali güç, genellik, eşitlik, vergi
yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkelerinin yanı sıra;
Anayasa’nın ruhuna işlemiş olan hukuk devleti, sosyal
devlet ilkesi ve hukuk güvenliği ilkesi gibi birtakım ek
ilkelerle de yakından ilgilidir.
Vergilendirmeyle Doğrudan İlişkili Anayasa Hükümleri
Vergi hukuku ile doğrudan ilişkilendirilmesi mümkün
olan Anayasal hükümleri aşağıdaki şekilde sıralamak
mümkündür:
Vergi Ödevi
Madde 73 – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali
gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye
politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla
konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık,
istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde
kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik
yapmak yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.
Cumhuriyetin Nitelikleri
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
devletidi r.