Abdulkadir Kahraman’la Sorumlu Vergicilik Üzerine Söyleşi
vergi algısı, vergilemede kanuniliğin
önüne geçmemelidir. Vergi yükümlülüğü
temelde hükümetlerin vergi politikaları ve
mükelleflerin vergi planlama tercihlerine
bağlı olup bu seçimlerin tüm paydaşlara
ve topluma etkileri etik açıdan dikkate
alınmalıdır.
Vergiyi kamu gücünü kullanarak toplayan
devletin vergi ödeme ödeviyle ilgili
adil ve dengeli bir maliye politikası
oluşturma sorumluluğu vardır. Bu
nedenle hükümetlerin vergi politikaları
tüm paydaşların uzlaşması yoluyla
oluşturulmalıdır. Sosyal devlet ilkesi
bunu gerektirir. Çünkü vergiler bağış
ve yardımlar gibi gönüllülük esasına
dayanmaz. Bağış yapan kişi ahlaki açıdan
kendini iyi hissedebilir ancak vergilemede
kanunilik esastır. Diğer taraftan kanunlar
adil bir vergi sistemi sunmadığı takdirde,
toplum ahlaki sınırları zorlayarak vergiden
kaçınma veya agresif vergi planlamasına
yönelmeyi daha az sakıncalı görmeye
başlar. Agresif vergi planlaması ile sadece
daha az vergi ödemek için geliştirilen ve
hiçbir ticari veya iktisadi amaç içermeyen
işlem ve yapıları anlıyoruz.
Verginin etik olup olmaması konusu
Türkiye’de de oldukça ilgi çeken bir
konudur. Vergi vermeyen veya vergi
kaçıran kişilerin ve kurumların etik
davranmama durumunu izah için her
yıl çeşitli medya kanallarında “vergi
yüzsüzleri” veya “tüysüz yetim hakkı
yiyenler” gibi manşetler kullanılmaktadır.
Sorumlu vergicilik anlayışında
vergi danışmanının rolünü nasıl
tanımlarsınız?
Devlet topluma karşı görevlerini yerine
getirirken gelire dolayısıyla da vergiye
ihtiyaç duyar. Her birey Anayasa’ya göre
birçok hakkın yanı sıra devlete karşı bazı
yükümlülüklere de sahiptir. Bireylerin
haklarının sınırlarını yükümlülükleri
oluşturur. Anayasa’ya göre de bunlar
arasında en önemli yükümlülük herkesin
kamu giderlerini karşılamak üzere
mali gücüne göre vergi ödemesidir.
Anayasa’nın bu temel ilkesi herkesin
kabulüdür.
Vergi danışmanları olarak amacımız
bu sınırlar içinde bireylerin vergilerinin
mevzuata uygun olarak hesaplanmasına
yardım etmek, mükelleflerin çıkarlarını
devlete karşı temsil etmek ve böylece
daha iyi bir vergileme sisteminin
geliştirilmesini teşvik ederek kamu
yararına katkıda bulunmaktır.
Bu çerçevede tüm paydaşlar açısından
Türkiye’de vergileme olgusunun ne
anlama geldiğini ve amacının ne
olduğunu sorumlu vergicilik başlığı altında
tartışmaya açıyoruz. Sorumlu vergicilik
yaklaşımının tüm taraflarının konuya
bakış açısını aynı noktaya getirmeliyiz ki
bundan sonrasını ortak bir anlayış üzerine
inşa edelim. Bu amaçla vergilemenin
ahlaki boyutu, kanuniliği, yargı ve vergi
adaleti, uluslararası rekabet; vergide
şeffaflık, vergi politikalarının gelişmekte
olan ülkeler üzerindeki etkisi gibi pek
çok konuyu irdelemek üzere iş dünyası,
maliye uzmanları, sivil toplum kuruluşları,
akademisyenler ve meslek mensuplarını
bir masa etrafında bir araya getirmek
istiyoruz.
Sağlıklı işleyen bir vergi sisteminin
kurulmasında biz vergi danışmanlarına
çok büyük bir görev düşüyor.
Mükelleflere vergi yükümlülüklerini
yerine getirmelerinde yardımcı olurken
kanunlardaki fırsatları kullanmaya
tabi ki devam edeceğiz. Ancak hangi
davranışın vergiden kaçınma, hangi