KPMG Turkey Publications | Page 203

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla alanda faaliyet gösteren daha fazla kurumsal yapının oluşması ve rekabetin artması, mevcut hizmetlerin kalitesinin yükselmesinin yanı sıra katma değerli yeni hizmet alanlarının açılması ve yeni uzmanlıkların oluşumuna, dolayısıyla mesleğin gelişimine hizmet edecektir. Meslek Mensuplarını Cezbetme Mesleğin günümüzdeki en önemli meselelerinden biri de iyi eğitimli gençleri cezbetmektir. Bunun en temel yolu uzun vadeli kariyer olanakları sunabilmek, onları kariyer yolculuklarında gerekli teknik ve yönetsel eğitimlerle desteklemek ve en önemlisi saygın bir mesleğin üyesi olduklarını hissettirebilmekten geçmektedir. Bu da yine kurumsal yapılar altında kendilerine sunulabilecek çağdaş çalışma koşulları ve belirli bir düzeyin üzerinde özlük hakları ile mümkün olabilecektir. Türkiye’de muhasebe mesleği esas olarak vergi amaçlı olarak icra edilmektedir. Bu kilit tanım mesleğin tüm sorunlarını ve çözüm önerilerini aslında kendi içinde barındırmaktadır. Sorumlu meslek mensupları olarak bu makalede günümüzü anlayabilmek ve yorumlayabilmek adına özellikle mesleğin ülkemizdeki tarihsel gelişimine, sorunlarına ve çözüm önerilerine değindik. Diğer yandan meslek mensuplarının “sorumlu vergicilik bakış açısı ile” mali müşavirlik mesleğini değerlendirmesi ve yer yer vergi danışmanı kimliğine girmekten çekinmeden topluma değer katacak mesleki konuları tartışmaya açması gerekmektedir. Ülkemizdeki ticari, ekonomik ve vergisel düzenlemelerin gelişmiş ülkelerin uygulamaları dikkate alınarak gözden geçirilmesi ve mali müşavirlik mesleğinin tanımı ve sorumluluklarının bu kapsamda değerlendirilmesi bir zorunluluk hâlini almıştır. Özellikle ekonomimizin ulaştığı büyüklük ve ticari işlemlerin uluslararası ve karmaşık boyutu düşünüldüğünde, muhasebenin VUK’a göre tutulması işletmelerin ihtiyaçlarına yanıt veremediği açıkça görülmektedir. VUK ayrıca vergiye konu olacak gerçek gelirin tespitinde de yer yer yetersiz olabilmektedir. Dolayısıyla muhasebe standartları ve uygulamalarının TMS gibi işletmelerin gerçek durumunu gösteren, uluslararası kabul görmüş, metotlarla takibi, sadece işletmeler ve diğer paydaşlar için değil idare için de kritik bir önem taşımaktadır. Bu nedenle ülkemizde TFRS ve TMS’nin uygulanmasının sorumlu vergicilik bakış açısından çok önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz. Diğer yandan mali müşavirlerin TFRS ve TMS gibi uygulamaları gerçekleştirebilmeleri eğitim ve yatırım gerektirmektedir. Bu yatırımı karşılayabilecek organizasyonel yapılar oluşturmak ve bu yapılara iyi yetişmiş gençleri dâhil edip mesleki süreklilik sağlamak, kurumsallaşma ve mesleğin cezbediciliği konularını gündeme getirmektedir.