KPMG Turkey Publications | Page 198

Bölüm III: Vergi Danışmanları Açısından Sorumlu Vergicilik “Muhasebe” ve “sorumluluk” arasındaki ilişkinin tarihsel gelişimini göstermek adına İngilizce dilindeki “accountable” (sorumlu) ve “accountant” (muhasebe mesleğini icra eden kişi) kelimelerinin aynı kökenden türetilmiş olması dikkat çekicidir. Diğer yandan muhasebe günün belli saatlerinde bir ofis ortamında ezbere yapılan bir “iş” değil, belli bir tecrübe, eğitim ve bilgi birikimi gerektiren önemli bir “meslektir”. “İş” ve “meslek” arasındaki farkın belki de en çok vurgulanması gereken uzmanlık alanlarından biridir. Muhasebe mesleğini icra edenlerin topluma karşı olan sorumluluklarının bilincinde olmaları çok önemlidir. Basit gibi görülen bir kayıt hatasının şirketin paydaşlarını yanlış bir karar almaya yöneltebileceği ya da vergi idaresi nezdinde eksik beyana neden olabileceği unutulmamalıdır. Diğer yandan düzenleyici kurumların da bu mesleği icra edenlere ve topluma karşı sorumlukları gözden kaçırılmamalıdır. Meslek mensuplarının kişisel gelişimi desteklenmeli, uzmanlaşma ve daha güçlü organizasyonlar altında sadece vergi amaçlı muhasebe hizmetleri değil, şirketlerin yaşam döngülerine değer katan diğer ilgili hizmetleri sunabilmeleri de teşvik edilmelidir. Türkiye’de Mali Müşavirlik ve Muhasebe Mesleğinin Genel Durumu Tarihsel Gelişim Türkiye’de muhasebe mesleği, Türkiye’nin kendi ekonomik ve sosyolojik dinamiklerine göre gelişmiş ve şekillenmiştir. Çift kayıt sistemine göre takip edilen muhasebe uygulamalarının Osmanlı’nın son dönemlerinde başladığını görmekteyiz. Takip eden Cumhuriyet döneminde ise ekonominin devlet tekelinde gelişmesi, ülkemizde muhasebe uygulamalarının kaderini önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemlerde Fransız ekolünün etkisi altında kalarak kamuda uygulanan muhasebe tekniklerini diğer özel işletmeler kopyalayarak öğrenmeye ve uygulamaya çalışmıştır. Ülkemizde muhasebe uygulamalarının ve serbest muhasebeci mali müşavirlik mesleğinin standartlarının belirlenmesi çalışmaları uzun yıllara dayanmaktadır. Ancak mesleğin yasal statüsünün oluşturulmasındaki en büyük adım 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 13.06.1989 tarihinde yürürlüğe girmesi ile atılmıştır. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) kurulması ile meslek mensupları örgütlü bir yapıya kavuşmuştur. Maliye Bakanlığı tarafından 26.12.1992 tarihinde yayımlanan 1 No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile birlikte 1994 yılından itibaren tek düzen hesap planının zorunlu hâle gelmesinin de ülke genelinde muhasebe uygulamalarında yeknesaklığın sağlanması bakımından önemli etkileri olmuştur. 1994 yılında ulusal muhasebe standartlarının oluşturulması ve meslek mensuplarının denetim faaliyetlerinin düzenlenmesi amacıyla TÜRMOB tarafından Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (TMUDESK) kurulmuştur. İzleyen dönemde 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na 1999 yılında 4487 sayılı Kanun’la eklenen madde uyarınca Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) kurulmuş, 07.03.2012 tarihinde faaliyete geçerek TMUDESK’in görevlerini devralmıştır. Sorumlu Vergicilik 185