KPMG Turkey Publications | Page 179

• Veri analizleri kapsamında farklı kaynaklardan elde edilen verileri karşılaştırmak yoluyla şüpheli işlemlerin belirlenmesi “Dünya çapında yaygın olarak bilinen kârlı bazı çok uluslu işletmelerin efektif vergi oranlarının şaşırtıcı şekilde düşük olması, sadece vergi idarelerinde değil kamuoyu nezdinde de tepkiye yol açmıştır.” Çok uluslu işletmelerin vergilendirmenin düşük olduğu ya da hiç olmadığı ülke ya da bölgelerde kârlarını biriktirmeleri bu şirketlerin doğup büyüdüğü gelişmiş ülkelerdeki vergi matrahlarının daralmasıyla sonuçlanmış ve bu ülkelerdeki vergi idareleri tarafından bir eyleme geçilmesi zaruri hale gelmiştir. Dünya çapında yaygın olarak bilinen kârlı bazı çok uluslu işletmelerin efektif vergi oranlarının şaşırtıcı şekilde düşük olması, sadece vergi idarelerinde değil kamuoyu nezdinde de tepkiye yol açmıştır. Yüksek tutarda gelir elde eden çok uluslu işletmelerin kamuoyu vicdanını rahatsız eder şekilde düşük vergi ödemelerinin engellenmesi ve vergi adaletinin sağlanması için OECD bünyesinde Matrah Aşındırması Yoluyla Kâr Aktarımı ile Mücadele Projesi başlatılmıştır. Bu projeyle vergi mevzuatları arasındaki farklılıkların giderilerek hibrit düzenlemelerden kaynaklanan vergilendirilmeme durumunun sona erdirilmesi, işlemlerin gerçek mahiyetinin dikkate alınarak fonksiyona göre vergilendirme sağlanması ve şeffaflığın artırılması amaçlanmaktadır. Sorumlu Vergicilik Bakışıyla İşletmelerin vergi danışmanlarından beklentileri, mevzuatta yer alan kural ve sınırlamalar hakkında bilgilendirilmenin yanı sıra, mali işlemlerin vergi sonrası gelirleri artıracak şekilde yeniden yapılandırılmasını da içermektedir. Diğer yandan vergiden kaçınma kapsamında yapılan işlemlerin öncelikle, ulusal ve uluslararası yasalar ve bu yasaların getirilişindeki amaç ile çelişmemesi, vergi anlaşmalarının izin verdiği çerçevede, bir plana bağlı olarak şekillenmesi, ancak anlaşma hükümlerindeki boşluklardan faydalanarak hiç vergileme yapılmamasına olanak sağlayacak şekilde olmaması gerekir. Diğer yandan vergi planlaması vergiden kaçınma amacıyla yapıldığında, vergi kaçırma endişelerine maruz kalabilir. Zira iki ya da daha fazla vergi sistemi arasındaki uyumsuzluklardan yararlanarak ilişkili olan ya da olmayan taraflar arasında ekonomik gerekçelere uygun olmayan işlemler, bireyler arasında adil bir şekilde dağıtılması gereken vergi yükünün bozulmasına neden olmaktadır. Özellikle ekonomik buhran dönemlerinde hükümetler önemli bütçe kesintileri ve kemer sıkma politikaları uygularken çok uluslu işletmeler agresif vergi planlaması uygulamalarıyla değerin yaratıldığı ülkedeki vergi gelirlerini düşürerek kamu bütçesine zarar verebilmektedir. Mükelleflerin vergiden kaçınma hakları bulunmasına rağmen, ticari hayatın gereklerinden uzak vergi amaçlı yapılar yoluyla, kârın değer yaratılan ülkeden ziyade düşük vergiye tâbi olan veya hiç vergileme yapılmayan rejimlerde fiktif olarak bırakılması, ekonomik değerini kaybetmiş geçmiş yıl zararlarının kullanılması veya ekonomik faaliyetleri n yoğunlaştığı ülkedeki vergi gelirlerinin haksız olarak azaltılması sorumlu vergicilik anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla OECD’nin BEPS kapsamında atılmasını önerdiği adımlar desteklenmelidir.