KPMG Turkey Publications | Page 165

Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik uluslararası vergileme konusu hâline gelen BEPS, OECD tarafından aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:1 “Vergi matrahı aşındırması yoluyla kâr aktarımı, kanunlardaki boşluklar ve uyumsuzlukların kullanılarak kazancın ekonomik faaliyeti ya çok az olan ya da olmayan ancak düşük vergili ya da vergisiz yerlere sanal bir şekilde kaydırılması sonucunda, ödenecek toplam kurum vergisisin azaltması ya da yok edilmesine yönelik olarak geliştirilen vergi planlama stratejisidir.” Projenin mimari olan G20 grubu dünyadaki toplam GSYH’nin %85’ini temsil ettiği için, mücadeleye bu grubun ortak aksiyonu ile başlanması BEPS’e yol açan olan sorunların ortadan kaldırılmasına en etkili çözüm olarak görülmüştür. OECD tarafından yapılan araştırmalara göre BEPS’in yarattığı vergi kaybının 2013 yılına kadar yıllık 100 ile 240 milyar dolar civarında bir büyüklüğe, oransal olarak ise dünyadaki toplam kurumlar vergisi gelirlerinin yaklaşık %4’ü ile %10’una ulaştığı tahmin edilmektedir.2 “BEPS’in yarattığı vergi kaybının yıllık 100 ile 240 milyar dolar civarında bir büyüklüğe, oransal olarak ise dünyadaki toplam kurumlar vergisi gelirlerinin yaklaşık %4’ü ile %10’una ulaştığı tahmin edilmektedir.” 2013 yılında başlanarak iki yıl gibi kısa bir sürede tamamlanan OECD BEPS ile mücadele çalışmaları kapsamında 23 müzakere taslağı yayımlanarak 12.000 sayfalık yorum alınmış ve 11 kamuoyu görüşü ile düzenli internet yayınları yapılmıştır.3 Bunun sonucunda BEPS ile mücadele için 15 maddeden oluşan bir eylem planı hazırlanmıştır. OECD ve G20 ülkelerin in projeyi sahiplenmesi ve birlikte çalışması, 14 gelişmekte olan ülke ile çeşitli organizasyonların doğrudan katılım göstermesi, bununla birlikte diğer 60 gelişmekte olan ülkenin Asya, Afrika, Latin Amerika ve Avrasya’nın bölgesel ağları aracılığı üzerinden projeye katılması BEPS ile mücadeleye dünya çapında verilen önemi ortaya koymaktadır. BEPS ile Mücadele Projesi uluslararası vergilemede yeni bir dönemin başlamasını sağlayacak devrimsel değişiklikler getirecektir. BEPS eylem planları hukuken bağlayıcı olmamakla birlikte pakette yer alan asgari standartlar BEPS ile mücadele projesi’ne katılan her ülkenin uymayı taahhüt ettiği standartlardır. Asgari standartlara katılmayan bir ülkenin varlığı bile şirketler tarafından açık bir kapı olarak değerlendirilebileceği için BEPS ile mücadeleyi zayıflatarak standartların amacına ulaşmamasına neden olabilecektir. Henüz çalışmaları devam eden alt çalışma grupları mevcut olup bu süreçte ülkelerin ilerlemeleri 2020 yılında OECD tarafından gerçekleştirilecek ülke gözetimleri ile tespit edilecektir. Eylem planları, (i) uyum, (ii) özün önceliği ve (iii) şeffaflık ve kesinlik olmak üzere üç temel ilke üstüne inşa edilmiştir. Bu ana ilkeler aynı zamanda 5 Ekim 2015’te yayımlanan BEPS ile Mücadele Paketi’nin de ortaya çıkma nedenlerini oluşturmaktadır.