KPMG Turkey Publications | Page 153

Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik Vergi Danışmanının Rolü Değişiyor Bu bilgiler ışığında bir vergi danışmanının sorumlu vergicilik yaklaşımıyla rolü ne olmalıdır? Özellikle vergi danışmanları uluslararası yatırımcılar ile ilişki bakımından kendilerini nasıl konumlandırmalıdırlar? Bu soruların cevapları içinde yoruma açık kavramları barındırmaktadır. Örneğin sorumluluk, ahlaki tavır, adil vergi dağılımı gibi kavramlar genel olarak kabul görmekle birlikte bunların uygulamadaki karşılıkları çok öznel ve zaman zaman ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeyinden kaynaklanan farklılıklara yol açmaktadır. “Gelişmekte olan bir ekonominin ülkesinin büyümesi için gerekli yatırım ve istihdam ihtiyacını karşılayacak olan yabancı yatırımcılara vergisel kolaylıklar ve teşvikler sunması normal görülmektedir. ‘Bir vergi danışmanının da çok uluslu bir şirkete bu teşviklerden yararlanmak için yol göstermesi, bu doğrultuda bir yapıla nma kurulmasına yardımcı olması kendi ülkesinde daha az vergi ödenmesine yol açacağı için sorumlu vergicilik anlayışı ile çelişir mi?’ sorusunun yanıtı tartışmaya açıktır.” Örneğin gelişmekte olan bir ekonominin ülkesinin büyümesi için gerekli yatırım ve istihdam ihtiyacını karşılayacak olan yabancı yatırımcılara vergisel kolaylıklar ve teşvikler sunması normal görülmektedir. Bir vergi danışmanının da çok uluslu bir şirkete bu teşviklerden yararlanmak için yol göstermesi, bu doğrultuda bir yapılanma kurulmasına yardımcı olması kendi ülkesinde daha az vergi ödenmesine yol açacağı için sorumlu vergicilik anlayışı ile çelişir mi sorusunun yanıtı tartışmaya açıktır. Soruyu daha da genelleştirirsek, verginin topluma katkısı, genel ekonomik aktiviteden ayırt edilebilir mi? Eğer edilemezse, uluslararası yatırımcıların sadece düşük vergi ödemesi dolayısı ile bir ülkeye zarar verdiği değerlendirmesi doğru mudur? Bu soruları bir de sınır ötesi boyutlara taşırsak; birden çok ülkede faaliyet gösteren bir şirket için kârlılığın emsal değeri hangi kritere göre ölçülürse adil olarak kabul edilebilir? Bu şirketler faaliyet serbestisi içinde hangi ülkede daha fazla ekonomik faaliyet ve yatırım yapacağını seçerken vergi avantajlarını da dikkate alarak karar vermeleri ahlaki değil midir? Bunun gibi sorular vergi danışmanlarının hayatını zorlaştırırken onları bu tartışmanın merkezine, yatırımcılar ve kamu otoritesi gibi ana oyuncuların yanına yerleştirmektedir. Bir danışmanın vermiş olduğu görüş sonucu ortaya çıkabilecek sonuçların kamuoyu önünde tartışılmasına ve sadece yasal uygunluk anlamında değil, aynı zamanda ahlaki ilkeler bakımından da kamuoyu nezdinde doğru kabul edilip edilmediğine dair kendisini