Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik
“Hem ülkelerin idarecileri hem de
kamuoyu nezdinde agresif olarak
algılanan vergi tasarrufu sağlayıcı
işlemler etik açıdan eleştirilmeye
ve hem bu şirketler hem de onlara
bu görüşü sağlayan danışmanlar
kamuoyu vicdanında ahlaki açıdan
mahkum edilmeye başlanmıştır. Bu
durum vergi dünyasında yeni normal
arayışı olarak adlandırılmaktadır.”
Bu bakış açısı ışığında, bir zamanlar
şirketlerin ve vergi danışmanlarının
doğal bir hakkı olarak gözüken vergiden
kaçınma veya vergi planlaması kavramları
ahlaki açıdan sorunlu olarak görülmeye
başlanmıştır. Hem ülkelerin idarecileri
hem de kamuoyu nezdinde agresif
olarak algılanan vergi tasarrufu sağlayıcı
işlemler etik açıdan eleştirilmeye ve
hem bu şirketler hem de onlara bu
görüşü sağlayan danışmanlar kamuoyu
vicdanında ahlaki açıdan mahkum
edilmeye başlanmıştır. Bu durum vergi
dünyasında yeni normal arayışı olarak
adlandırılmaktadır. İş dünyasının önemli
aktörleri, bu yeni normal düzende nasıl
bir yaklaşım geliştirecekleri konusunda
detaylı bir tartışma içindedirler. Örneğin
İngiltere’de yeni yürürlüğe giren adil
vergi işaretii uygulaması şirketlerin
vergi politikalarının kamu adaleti ilkesi
gözetilerek yerine getirildiğini tespit eden
bağımsız bir sertifikasyon sistemidir.
İşaret ilk olarak SSE Plc adlı İskoçya
kökenli bir enerji şirketi tarafından
i
Fair tax mark
alınmıştır.2 Başka bir örnekte ise yine
İngiltere’de yerleşik bir bankanın
etik ilkelerini 2014 yılından itibaren
güncellediğini ve yeni ilkeler arasında
“İngiltere’de veya herhangi bir ülkede
vergi ödeme ile ilgili sorumsuz bir politika
izleyen hiçbir kurum veya organizasyona
hizmet vermeyeceğinin”3 yer aldığı
görülmektedir.
Ülkeler Üstü Bir Sorun Olarak
Vergilendirme
Sorumlu vergilendirme sadece
ülkelerin ve kamuoyunun ilgisi ile sınırlı
kalmamaktadır. Çok uluslu işletmelerin
ellerindeki yatırım gücü ve yapılanma
olanakları karşısında, ülkelerin kendi
başlarına mücadele etmelerinin zorluğu
(hatta imkânsızlığı) görüldüğü için, ülkeler
üstü kurumlar nezdinde çalışmalar
başlatılmıştır. Bunlar arasında en çok ön
plana çıkan çalışma OECD bünyesinde
yürütülen Vergi Matrahı Aşındırması
Yoluyla Kâr Aktarımı ile Mücadele Eylem
Planı’dır. Taslak olarak hazırlanan eylem
planlarının hayata geçmesi için hem ülke
mevzuatlarında hem de ülkeler arası
vergi anlaşmalarında önemli değişiklikler
gerekmektedir. Bunun olup olmayacağı
veya ne hızda gerçekleşeceğine ilişkin
belirsizlikler bulunmakla birlikte özellikle
farklı ekonomik gelişmişlik düzeyleri
ve demografik yapıları olan ülkelerin bu
eylem planları içinde kendilerine uygun
olan kalemlere yoğunlaşmaları, diğerleri
üzerinde ise uzun politik tartışmaların
sürmesi beklenmektedir. Ancak en
azından vergi kaçağı ile mücadele
için ülkeler arası işbirliğinin öneminin
kavrandığı ve vergi cennetleri ile
mücadele ve bilgi değişimi gibi konularda
genel bir uzlaşma olduğu söylenebilir.
Sorumlu Vergicilik
139