kopya fanzin kopya fanzin - 4 | Page 26

Duvardaki Resim
24

Duvardaki Resim

Birol Bayraktaroğlu
salonunun duvarında Eski Mısır hiyerogliflerine benzer bir resim var . Bu resmin neden orada olduğuna dair hiçbir fikrim yok , üstelik evde Eski Mısır ’ a özel bir ilgi besleyen birisi de

EVimizin yok . Her tarafı tıka basa eşya dolu olan salonun krem rengi duvarının tam ortasında bırakılan bir boşluk herkesin gözüne çirkin görüneceği için bu resim oraya konmuş sanırım .

Resim yıllardır aynı yerde durmasına rağmen eve ilk kez gelen bir misafirin uyarısıyla onun yamuk olduğunu fark ediyorum . Misafir simetri hastası olduğunu anlatıp resmi düzeltmek istiyor ; fakat bu sefer de çerçeve onu rahatsız ediyor . Çünkü resim çerçeve içerisine yamuk yerleştirilmiş . “ Bu durumda ya resim ya da çerçeve yamuk kalacak .” diyorum misafire . Bu sefer resmin yamukluğunu boş verip çerçevenin düzgün olmasının yeterli olacağını söyleyerek çerçeveyi düzeltiyor . Misafir bir süre oturup sohbet ettikten sonra gidiyor . Ardından resmi incelemek için duvara yaklaştığımda başımı yana eğerek onun yamukluğuna uyum sağlıyorum . Çerçevenin düzgünlüğünü bozmamak adına yaptığım bu şaklabanlık beni düşündürüyor ; ama yine de ben kendime bu konuda bir simetri hastası kadar hassas olamayacağımı telkin ediyorum . “ Ben ondan daha mı iyi bileceğim ?” diyorum içimden .
Eğer ben o resmi çerçeveden çıkarıp aynı yere düzelterek yerleştirirsem bu kez yıllardır gözleri onu yamuk görmeye alışmış olan aile büyüklerimi rahatsız etmiş olacağım ve böylelikle daha da kötüsü ben beni var edenlere gizlice karşı gelmiş olacağım , istediğim bu da değil . O andan itibaren ya içi yamuk resimli ya da dışı yamuk çerçeveli olacak bir nesneye uyum sağlamam gerektiğini anlıyorum . Ne zaman evin salonuna gitsem kendimi tedirgin hissediyorum . Aklıma devlet dairesinde , okulda veya hastane benzeri bir yerde olduğum fikri geliyor . Orada benim için olduğunu zannettiğim ; ama benden tamamen uzakta olan , el süremediğim ve boyun eğmem gereken bir nesne var bundan böyle .
Ertesi gün , eve başka bir misafir geliyor . Hazırladığım çayı içerken gözünün ara ara resme iliştiğini yakalıyorum . “ Sizi de mi rahatsız etti ?” diyorum misafire . “ Neden etsin ki ? Ben Eski Mısır ’ a çok meraklıyım .” deyip birden resme doğru hareketleniyor . Ben tam resmin yamukluğundan söz açmak üzereyken , çerçeveyi elleriyle tutup yerinden kaldırmış halde , kendi evinin salonunda böyle bir resmin ne kadar güzel duracağından bahsetmeye başlıyor . Az önce aklımdan geçenleri boş verip misafire resmin bizim için çok değerli olduğunu söylüyorum istemsizce . Kendimi beni tedirgin eden nesnenin bekçiliğini yaparken buluyorum . Misafir yanlış bir şey yapmış olduğunu hissederek , resmi