Kaybolan Defterler / zine 8.Sayı: Masal | Page 46

Bileklerime Uçurum Saye _ NEŞE USTA Geceye çadır kurmuş sesinin İki koy arası 'yüzün' dizesine vurgun doğuşu, Dokunup terk edişi. Neden' zehrinin artçı sarsıntıları arasında Aklım yitik Hislerimi de yitirsene! Ellerimi azalt ellerinden. Bak neşterin sırtına! Bakışların alıp da Delik deşik kör kütük sarılıp hoş olmak da Güzü müjdeleyen şiirlere dahil değil mi zaten. Göğsüne koloniler kurmuşluğu Hüzün hüzüne bir demlik şarabın. Tüm düş'üşlere ısmarlanan bilet arkasına Engellere dans etmeyi öğret yazmıştı karası hayatımın. Ve hissetmiştim; Sen hayatımın karasını kıran rüzgârın güz cephesi. Farketmiştim senin olduğunu Duyar gibiydim efsanevi bir hikâyeye düşeni O yüzden susma hakkımı kullandım. Dar bilinmeyenli denklemlerine iliklenmiş düğmelerini çözüyorum; Kâinatın tüm sarılma hevesi sende toplanmış Sen yine habersiz Sen zaten benden habersiz Aslı buydu mevzunun. Saye'nde bir kaldırım kurup Morga kaldırdım tüm düşüncelerimi Yeniden ezberledim çizgilerini Nefessiz bırakana dek Sokak lambasının ciğerlerime saldıran oksijenini. Yıldızları soluyorum şimdi. Boynumun omzumla asla buluşamadığı sokakta Ölü kırlangıç kimsesizliği var. Bir yakamoz sığınağının iç çekişi kulaklarımda, Yüzünün gece hâline susuyorum, duyuyor musun. Duy'ama; Bir çocuk sesine takılan yıldız gibi sarıl ellerime. Bir karış toprağa güvercinler eken Çocukluğundan gülümseyen sesine Veryansın suskunluğum. Ay yolları sevişirken kalbin hazan yanından Alnımı öptüğün her ânın Kuru sıkı gülleri şakağında. Şiiri herkes doğurur, sen hiç katili oldun mu? 40