Kaybolan Defterler / zine 8.Sayı: Masal | Page 33

Cumhuriyete kadar türkülerimiz, şarkılarımız da öksüzdü. Deniz Gezmiş yanılmıyordu, düşünceleri yaşadı. Yurtsever- Atatürk’ün çok sesli batı müziğine geçiş gayretleri işe yarasa liğin, hak, emek mücadelesinin efsanevi bayrağı oldu, ama da de geniş halk kitlelerine ulaşması kolay olmadı. Tek ses- son isteği yerine getirilmedi… “Demli çay” da içemedi, Rod- li, tek sazlı ezg ilerle ya da Batı taklidi, çalıntı aranje şarkı- rigo’da çalınmadı. Öylece ölüme gönderildi. lar alışkanlığımızken, birden çok sesli, çok sazlı dünyanın en görkemli konçertosunu dinlerken bulduk kendimizi. Sadece biz değil, bütün dünya özgün adı Concierto de Aranjuez olan bu müziği sevdi. Her tür çalgıyla çalındı, hafif müziğe uyar- landı, kimi ülkelerin ulusal marşı oldu, kimi filmlerin unu- tulmaz müziği, bazen de yoksul düğünlerinin kamberi oydu… Nereye konulsa oraya bir seçkinlik, hüzünlü bir başkaldı- rı esintisi, “yenilsek de varız” türü bir dostlar sofrası havası İyi ki çalmadılar konçertoyu, diye düşünürüm bazen. Ya insa- fa gelip, korkularını yenip, insanlıkları uyanıp ‘son arzudur’ diyerek çalsalardı… O köhne Ulucanlar bir bahar gece yarısı, dünyanın dört yanında, dağ başlarında yanan özgürlük ateş- leri gibi usuldan usuldan, yıldız dolu göklere doğru yükselen o muhteşem konçertonun gitar nağmeleriyle temellerinden titreseydi. getiren bu yapıtın öyküsünü, emek verenlerini en önemlisi İzleyenler, o kararı verenler, hatta cellatlar bile belki de da- evrensel payda oluşunun sırrını merak ettik mi hiç? yanamazdı. Ne olduklarını anlamadan, büyük bir pişmanlıkla ağlayabilirlerdi. Ama bana öyle gelir ki Deniz de dayanamaz- Belki de Rodrigo 1929’da Türk kökenli o hanımla tanışmasay- dı. Gencecik ömrünü bağımsız Türkiye idealleriyle tüketen, o dı o güzelim Konçerto’nun hiç olmayabileceği aklımıza geldi delikanlı romantik kalbin gözleri de yaşlarla dolardı. Bu asla mi? Ya da bir güzel çocuk, öldürülmeden önce son arzusu korkunun gözyaşları olmazdı; müziğin hissettirdiği kahırla olarak onu dinlemek istemeseydi, bizim onu tanımamızın ne gölgelenmiş, yenilmez bir umudun yakıcı hüznü olurdu, ama. kadar daha gecikeceğini düşündük mü? Ya da yediden yetmi- şe sevişimizin sırrını? “O sahneyi çok iyi somutladım; bir mitinge gider gibi gidece- ğim idama, asılma günü gelip çatınca o sevdiğim giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı… Beyaz ölüm gömleği giy- dirmek isteyecekler, giymeyeceğim, tıraş falan da olmayaca- ğım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım, sonra demli, güzel bir çay içeceğim. Haa bak, Rodrigo’nun o ünlü Gitar Konçertosunu da dinlemek isterim orada. Sanırım ası- lacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler… Sonra urganı Ama kim anlardı, ne derlerdi? İnsan olan hiç kimse, köklerini İspanya İç savaşı ve o savaşta yok edilen Guernica’dan alan, tıpkı Picasso’nun tablosu Gu- ernica gibi savaşa bir evrensel yanıt, umudu yaşatan olağa- nüstü gizemli bir çığlık olan, bir Türk kızının desteği, emeği ve Rodrigo’nun eşsiz dehasıyla biçimlenen bu müthiş müziği dinlerken ıslanacak gözlerine engel olamazdı. Aslı üç bölüm olan, ama bizim yaygın olarak ikinci bölümünü bildiğimiz eseri, 1938’de Rodrigo’nun Türk vatandaşı yahudi kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı sey- eşi, piyanist Victoria Kamhi’nin notaya geçirip ilk taslağını redenlere, ‘burada ölen yalnızca bedenimdir’ diyeceğim. Ama oluşturduğu, 1939’da tamamlandıktan sonra ilk sunumu İs- düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak,” panya İç Savaşı sonrası Barselona’da gerçekleştirilen Con- diyecekti Deniz Gezmiş, 1972 yılının 6 Mayıs’ında asılmadan cierto de Aranjuez’i, Rodrigo’nun Gitar Konçertosu olarak önce. Deniz Gezmiş sayesinde tanıyıp sevdik çoğumuz. /zine kaybolandefterler 27