JR. by Campaign | Page 44

FILM Majesty’s Secret Service”, karlı sahneleriyle kendine hayran bırakmakla kalmadı aksiyon filmlerine de ilham verdi. Jenerikte şarkısı çalmayan “Dr. No”dan sonraki ikinci Bond filmi olan filmde önceki filmlerde yüzünü göstermeyen ikonik kötü karakter Ernst Stavro Blofeld’le sonunda tanışma fırsatı buluyoruz. Önceki Bond filmlerine nazaran daha gerçekçi bir rol üstlenen filmde en çok tartışılan şey Lazenby’nin performansı olsa da film seyirciye oldukça kaliteli bir Bond filmi sunmayı başarıyor. Öte yandan, “On Her Majesty’s Secret Service”ın Christopher Nolan’ın en sevdiği Bond filmi. Usta yönetmen “Inception / Başlangıç”ın (2010) karlı sahnelerini bu filmden örnek aldığını belirtiyor. Moonraker (1979) “Moonraker”, yedi filmle en fazla Bond rolünü üstlenmiş aktör özelliğini taşıyan Roger Moore’un tek sevdiğim Bond filmi. Bunun en büyük nedeni ise adından da anlaşılacağı gibi filmin uzayda geçmesi. Moore’la beraber Bond, karakter olarak biraz daha ciddiyeti düşük ve romantik bir hale gelmişti. 11. Bond filmi olan “Moonraker”ın en önemli farkı ise bu dozun hoşgörüyle karşılanabilir derecede olması ve eğlendirebilmesi. Filmde başka bir ikonik Bond kötü karakteri olan Jaws’ı 10. Bond filmi “The Spy Who Loved Me”den (1977) bir kere daha izleme şansı buluyoruz, ama daha da önemlisi filmde Bond ile Jaws’ın meşhur paraşüt sahnesinin bulunması. Ayrıca, filmin açılış jeneriğini daha önce “Goldfinger” ve “Diamonds Are Forever” şarkılarını da seslendiren Shirley Bassey seslendiriyor. GoldenEye (1995) 16. Bond filmi olan “Licence to Kill”den (1989) sonra Bond serisi telif hakkı yüzünden ciddi bir mahkeme sürecine girdiğinden Timothy Dalton’ın Bond kariyeri sanıldığı kadar uzun sürmedi. Ancak 6 yıldan sonra çözüme ulaştığında bu sefer Bond 44 VIBE rolünde Pierce Brosnan vardı ve film Tina Turner tarafından seslendirilen mükemmel bir jenerik şarkısına sahip olan, Martin Campbell’in yönettiği “GoldenEye”dı. “GoldenEye”ın en önemli özelliği, hikaye öğelerinin Ian Fleming’in eserlerinden tamamen bağımsız olduğu ilk Bond filmi olması. Buna rağmen filmin şaşırtıcı sonu ve sürükleyici aksiyonuyla Bond filmlerinin yeniden dirilmesini sağladı. Judi Dench’i ilk defa M olarak izlediğimiz filmde Brosnan, Bond rolünde herkes tarafından oldukça beğenildi. Fakat, Brosnan’ın oynadığı diğer üç Bond filminin yeterince kaliteli olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil. Hele 20. Bond filmi “Die Another Day” (2002) serinin en zayıf filmi olarak görülmekte. Neyse ki “GoldenEye”, Bond severlere beklenilen kaliteyi sunmayı başarmıştı. Casino Royale (2006) Ve geldik yeni nesli James Bond’la tanıştıran Daniel Craig zamanına. Christopher Nolan’ın “Batman Begins”le (2005) Batman serisini yeniden ve daha gerçekçi bir şekilde başlatması sadece çizgi roman filmlerini değil 007 filmlerini de etkiledi. 2006 yılında Bond serisini hikaye olarak yeniden başlatan “Casino Royale” diğer Bond filmlerinin aksine daha ciddi, gerçekçi ve karanlık bir şekilde seyirciyle tekrar buluştu. Craig sarışın olması sebebiyle başta çok eleştirildi ama daha önce de “GoldenEye”ı yöneten Martin Campbell’in ikinci Bond filmi olan “Casino Royale”le serinin “Goldfinger”dan sonraki en iyi filmini izleme şansı bulduk. Craig’in tek kelimeyle harikulade bir Bond imajı yarattığı filmin Casino teması da bir o kadar etkileyiciydi. Tabii Chris Cornell’in rock türündeki başarılı “You Know My Name” jenerik şarkısını da unutmamak lazım. Skyfall (2012) Craig’in bir sonraki Bond filmi “Quantum of Solace”, ne yazık ki yazarlar birliği grevine denk geldiği için campaignjr.com “Casino Royale”in çok gerisinde kaldı. Ancak 4 yıl sonra devam etme şansı bulan seriyi devralan Sam Mendes, 2012 yılında öyle bir filme imza attı ki, “Goldfinger”ı tahtından etmeyi başardı. Adele’in mükemmel Oscar’lı jenerik parçasından Roger Deakins imzalı kalite kokan görüntü yönetmenliğine kadar her şeyin kusursuz bir şekilde ekrana aktarıldığı “Skyfall”, Thomas Newman’ın muhteşem müzikleriyle seyirciye gerçek bir Bond filmi yaşatmayı başardı. Craig’in yine karakterine ne kadar yakıştığını gördüğümüz filmde Bond karakterini Batman/Bruce Wayne’e benzetme çabaları sanılanın aksine seyircide olumlu bir etki yarattı. Hatta filmin final sahnelerine baktığımızda da “Batman Başlıyor” etkilerini görmek mümkün. Öte yandan, filmin en güzel yanı Javier Bardem tarafından Oscar kalibresinde bir performansla hayat bulan Silva kötü karakteriydi kuşkusuz. Bu arada filmin bir kısmının İstanbul’da geçtiğini tekrardan hatırlatalım. Spectre (2015) Ve geldik listenin finaline. Sam Mendes’in yönetmenlik koltuğuna bir kere daha döndüğü “Spectre”, bir “Skyfall” değil belki, ama “Skyfall”ın atmosferini aynı şekilde taşı