JR. by Campaign April 2017 | Page 36

STORY Çember D Erge Güçlü (24) Business Intelligence Executive, MEC / groupM 81 sn 36 evamlı evrilen, limanını unutmuş bir yolculuktu hayatlarımız. Devamlı yer değiştiriyor; yer değiştirdikçe başka insanlara karışıyor, başka insanların çemberleriyle kesiştikçe yeni hikayeler var ediyorduk. Var ettiğimiz hikayeler başkalaştıkça keşfediyorduk kendimizi. Sonsuz farklı kombinasyon demekti bu. Başka caddeler, başka sokaklar, başka ülkeler,başka şehirler, başka konserler, başka kitaplar ve her başka mekanda her başka “merhaba”da yepyeni hikayeler. Hayatımıza kattığımız yeni insanları tanımak kendimizi de baştan anlatmaktı ve biz yeni insanlara en baştan anlatmaya başladıkça kendimizi, baştan tanıyorduk benliğimize ait olanları. Hiç üzerine düşünmediklerimizi düşünür oluyorduk. Bu dünya üzerinde herkesin varoluş sebepleri başkaysa eğer birlikte çoğaltmalıydık sebepleri. Yeterince yalnızdık ne de olsa uykularımızda. Dünya hikayelerden oluşuyorsa daha çok hikayeye konu olmalıydık; mutlu hikayelere. İnsanlar değişir. Değişmelidir de. İnsanlar sevmelidir.Hep başka sevmeli. Her gün başka, herkesi daha başka. Şimdi sen gelmiş benim sana önerdiğim kitabı okuyorsun. Ben ne hissettiysem sen de birazını hissediyorsun, üzerine katarak çoğaltıyorsun bendeki hissi. Sonra sen bir başkasına benden bahsediyorsun. Sonra kitabımdan. O kişinin kafasında bambaşka bir ben’im. Çoğalıyorum. campaignjr.com Sonra ben bambaşka insanlarla bir yemekteyim; bir meyhanedeyim, birahanedeyim, denizdeyim, dersteyim yahut alakasız bir toplantıdayım. Bir cümle söylüyorum karşımdaki bambaşka bir yere gidiyor. Onun zihninde ulaşılmamış bir yerdeyim. Benim cümlemle gittiği yerdeyiz. Ben kelimelerin sırasını değiştirerek başka cümleler kuruyorum. Sen başka yerlere yerleştirince kelimeleri başka cümlelerin oluyor. Sonra çıkıyoruz o dehlizden akşam oluyor. Ben çay söylüyorum. Çaycı bir şeylerden bahsediyor. Gülümsüyoruz birbirimize, kalkıp taksiye biniyorum. Taksici felsefe mezunu. Neden bu işi yaptığından bahsediyor. Hiç sormadım aslında ama ihtiyacı var anlatmaya. Konuşuyor. Dinliyorum. Yazılmamış bir öyküyü var ediyoruz aslında. Turuncu sokak lambalarına dalıyorum ben. O konuşmaya devam ediyor. O içindeki her şeyi döktü. O yeni bir şeyle tanıştı kendinden. Benim kim olduğum önemli değil. Onu dinleyip dinlemediğim de öyle. Tüm bunlar ve dünya hiç önemli değil. O kendini buldu bir kez daha. Sonra taksimetreyi kapattı. Parayı uzattım, paramın üstünü verdi. İndim. İçimde latin bir kız dans ediyor. İçimde onu buldum. O ne buldu bilmiyorum. En son bir sigara yakıp kolunu taksinin camından çıkardığını gördüm. Ayrıldım çemberinden.