INmagazine Zirve Özel | Page 49

Şirketin bu “zorlayıcı” iddialara karşılık verdiği mesaj çok açık: “LafargeHolcim” için etik koda uyum bir yöne- tim kurulu iradesidir ve tüm icra fonksiyonları- nın şirket etik ilkeleri ve uyum programına ko- şulsuz uyumunu sağlamak şirketin önceliğidir. RANA PLAZA FELAKETİNİN ARDINDAN Bu vaka bizi iş dünyası, akademi ve sivil top- lum örgütlerinin gündemini uzun zamandır meşgul eden bir başka konuyu hatırlamaya götürüyor: İnsan hakları ile global şirketlerin iş pratikleri arasındaki ilişki ve bu ilişkiye düzen- leme getirecek, imzacı ülkelerin yerel hukuku üzerinde baskı yaratabilecek “OECD Ticari İş- lemlerde Yabancı Kamu Görevlisine Rüşvetin Engellenmesi Sözleşmesi” benzeri bir ulusla- rarası anlaşmanın eksikliği. Bu alanda Avrupa Komisyonu’nun Mayıs 2014’te yayımladığı bir bildiri olmakla birlikte bağlayıcılığı olmadığını da hatırlamamız gerek. Gelin görün ki, Fransa’da, “Ana Şirketler ve müşterilerin, iş yaptıkları ülkelerde insan hak- ları ihlallerine karşı azami özen gösterme gö- revi kanunu tasarısı” üzerindeki çalışma 2013 yılında Bangladeş’te yaşanan ve binden fazla kişinin ölümü ile sonuçlanan Rana Plaza fe- laketinin ardından, 2015 yılında başlamıştı ve 21 Şubat 2017 tarihinde 924 sayı ile Fransız Parlamentosu’ndan geçti. Yasanın yürürlüğe girmesi için Anayasa Konseyi’nin onayı bekle- niyor. Her ne kadar birçok ülkede şirketlerin insan FRANSA’DA, “ANA ŞIRKETLER VE MÜŞTERILERIN, IŞ YAPTIKLARI ÜLKELERDE INSAN HAKLARI IHLALLERINE KARŞI AZAMI ÖZEN GÖSTERME GÖREVI KANUNU TASARISI” ÜZERINDEKI ÇALIŞMA, 2013 YILINDA BANGLADEŞ’TE YAŞANAN VE BINDEN FAZLA KIŞININ ÖLÜMÜ ILE SONUÇLANAN RANA PLAZA FELAKETININ ARDINDAN, 2015 YILINDA BAŞLADI. hakları ihlallerine ilişkin gönüllü düzenlemeler bulunsa da, Fransa bir ana şirketi tüm operas- yonu ve tedarik zincirindeki ihlaller bakımın- dan sorunlu tutacak bir ceza kanununu ortaya koyan ilk ülke oldu. Belçika ve İspanya’da da benzer yasal düzenlemelerin getirilmesi ile il- gili tartışmalar sürüyor. Yasa ve yaptırımlar, uygulamalarındaki sürat, tarafsızlık ve adalet ile test edilirler. Bir Fran- sız-İsviçre şirketi olan LafargeHolcim’in ge- çireceği hukuki süreç, bu yeni kanunun “iyi örnek” olabilmesi için bir şans gibi gözüküyor. Açıkçası LafargeHolcim’in yerel veya global yönetim kurulunda olup 680 milyon dolarlık bir yatırımın geleceği ile çalışanların güvenli- ğini ilgilendiren gelişmeleri izlemek ve kararlar vermek zorunda olmak istemezdim. Onun için de ofisimin güvenli ve rahat ortamından şirke- ti yargılamak yerine süreci nasıl yönettiklerini gözlemlemek ve gelişimlerini takip etmeyi ter- cih etmeyi daha uygun buluyorum. Terör risklerinin yönetimi, böyle bir baskı altın- da alınacak kararlarla ilgili senaryo ve simü- lasyonlar ise uyum yöneticilerinin gündeminin merkezine oturacak gibi gözüküyor. Zira tüm zorluklarına rağmen Ortadoğu ve Doğu Avrupa arasındaki bölge hala sosyal, kültürel, ticari ve politik potansiyeli bakımından tüm dünyanın odağında olmaya devam edecek. 4 Bu yazıda görüş ve yazılarından kaynak olarak faydalandığım Tom Fox, Paul Hodgson ve Neil Hodge’a teşekkür ederim. 47