INmagazine Zirve Özel | Page 41

rak Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin ve yatırımcıların dik- kat etmesi gereken başka düzen- lemeler de bulunuyor mu? Şirketlerin en çok dikkat etmesi gereken güncel konulardan biri, yabancı ülkelere ait ve sınır ötesi etkisi olan yolsuzluk ������������ düzenlemele- ridir. Bu çerçevede Türkiye’de fa- aliyet göstersin ya da göstermesin tüm şirketlerin/yatırımcıların bu düzenlemelerin farkında olmaları gerekiyor. Sınır ötesi etkisi olan ya- bancı yolsuzluk kanunlarından ulus- lararası şirketleri ve yatırımcıları en çok etkileyen kanunlar Amerika Birleşik Devletleri’nin yolsuzlukla mücadeleye ilişkin kanunu Foreign Corrupt Practices Act (FCPA), Birle- şik Krallık’ın yolsuzlukla mücadele kanunu olan United Kingdom Bri- bery Act (UKBA), Brezilya’nın Temiz Ş����������������������������������� irket Yasası, Almanya’nın yine yol- suzlukla ilgili sınır ötesi düzenleme- ler içeren Ceza Kanunu ve Fransa’nın Loi Sapin’i. Tüm bu saydığım ka- nunların çıkış noktası benzer; glo- balleşen dünyada artık yolsuzluk ve benzer suçlar yerel değil küresel bir şekilde işleniyor. Bu nedenle, devlet- ler kendilerine biraz olsun dokuna- bilecek suçları kendi yetki sınırları içine alıp, cezalandırmak istiyorlar. Örnek vermek gerekirse, uluslararası bir şirketin FCPA kapsamına girmesi için ABD’de yerleşik olmasına gerek yok: (i) ABD’de faaliyet gösteren bir şirketin yurtdışındaki ortakları ve iş- tirakleri, (ii) payları ve diğer menkul kıymetleri bir ABD borsasında işlem gören yabancı şirketler, (iii) ABD’de yerleşik veya borsaya kayıtlı şirket- ler adına faaliyet gösteren hissedar- lar, yetkililer ve vekiller, (iv) ABD’de ikamet eden yabancılar, (v)ABD’de ti- cari faaliyet gösteren kişiler de FCPA kapsamına giriyor. Hatta ve hatta Amerika’da hiçbir faaliyet gösterme- yen bir yabancı şirket tarafından yine yabancı bir kamu görevlisine veya başka bir şirkete dolar üzerinden para transferi yapılması durumunda, bankacılık işleminde Amerikan ban- kalarının hesapları kullanıldığı için, bu işlem de FCPA kapsamına girebili- DEUTSCHE TELEKOM’UN MACAR IŞTIRAKI OLAN MAGYAR TELEKOM PLC’NIN RÜŞVET SORUŞTURMASINDA, ŞIRKET E-MAILLERININ ABD’DE BULUNAN E-MAIL VERI TABANLARINDA DEPOLANIYOR OLUŞU FCPA’IN YABANCI ŞIRKETLERIN YABANCI YÖNETICILERINE YÖNELIK SINIR ÖTESI ETKI DOĞURMASI IÇIN YETERLI BIR NEDEN OLARAK KABUL EDILMIŞTI. yor. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) bu şirketlere karşı soruşturma açabiliyor. 2008 senesin- de bir Alman şirketi olan Siemens, buna benzer işlemler sebebiyle FCPA kapsamında kabul edilmişti; yapı- lan soruşturma ve yargılama sonu- cunda ABD Adalet Bakanlığı ile 800 milyon dolarlık bir anlaşma imzala- yarak, cezai yaptırımlardan kurtul- muştu. Aynı şekilde, örneğin rüşvet teklifini e-mail veri tabanları ABD’de bulunan bir yabancı şirketin e-mail hesabından yaptığınız takdirde, yapılan yolsuzluğun/rüşvetin ABD ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, yine de FCPA kapsamına girebiliyor- sunuz. Aynen bu şekilde, Deutsche Telekom’un Macar iştiraki olan Mag- yar Telekom Plc’nin Amerikan vatan- daşı olmayan üç üst düzey yöneticisi SEC tarafından Macar kamu görevli- lerine rüşvet verilmesine ilişkin ola- rak soruşturulmuş ve e-maillerinin ABD’de bulunan e-mail veri tabanla- rında depolanıyor oluşu FCPA’in ya- bancı şirketlerin yabancı yöneticile- rine yönelik sınır ötesi etki doğurma- sı için yeterli bir neden olarak kabul edilmişti. Yine yabancı bir şirket olarak, UKBA kapsamına da girmeniz için Birleşik Krallık’ta faaliyet göstermeniz veya Birleşik Krallık’ta ikamet etmeniz ye- terli. Fransa, Brezilya ve Almanya’nın yolsuzluk alanındaki düzenlemeleri de aynı mantıkla bu ülkelerin yargı- lama ve cezalandırma yetkilerinin sınırlarını olabildiğince genişletecek şekilde oluşturulmuş. Bu nedenle, günümüz dünyasında şirketlerin yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele politikalarının sadece kuruldukları/ana faaliyetlerini gösterdikleri ülkelerin yasalarına göre şekillenmesi artık yetmiyor. Uluslararası anlaşmalara ek olarak, “extra-territorial” diye adlandırdığı- mız, sınır ötesi etkisi olan yasalarla ber aber dünyadaki yolsuzlukla mü- cadele gereklilikleri ve beklentiler bir hayli yükselmiş durumda. Bu ne- denle, şirketlerin uluslararası stan- dartları göz önünde bulundurarak hareket etmeleri gerekiyor. Yoksa, az önce verdiğim örnekte görebileceği- niz gibi, sonuçları çok sert olabiliyor. Yolsuzluk konusunda çalışan Uluslararası Şeffaflık Derneği ve OECD gibi uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan sıralamalarda Türkiye’nin bulunduğu yerin kötü- ye gitmesinin sebebi sizce nedir? Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin son araştırmalarına göre Türkiye yolsuzlukta dünya sıralamasında 167 ülke ara���������������������������� sında 66. s����������������� ırada������������ . Bunun bir- çok sebebi olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’de yolsuzlukla müca- dele alanında kompakt bir mevzuat yok. Mevzuat dağınık olduğu için, eylemlerin risk değerlendirilmesine tabi tutulması ve bu eylemlerin olası sonuçlarından kamuoyunun haber- dar olması zorlaşıyor. Bilincin dü- 39