INmagazine Sayı 9 (Ocak, Şubat, Mart) | Page 32

T A R T I ŞM A ETİK MİTLER Avlanmak ya da Avlamak Zorunda Değilsin! Kapitalizmin doğası gereği iş etiğini içermediğini düşünenler olduğu gibi, kapitalizmin iş etiğini dışlamadığına ama başarılı bir iş yürütmek için iş etiğinin engel olduğuna inananlar da bulunuyor. Bu konuda iş etiğinin karşısında direnenlerin, aslında iş dünyasında iş etiğini dışlayan mitlere fazla önem verdikleri söylenebilir. Oysa mitler her zaman tartışmaya açıktır… 30 S on yıllarda iş dünyasında iş etiğinin giderek önem kazandığı görülüyor. Artık iş dünyası küresel ekonomiye yılda 1 trilyon dolar mali- yeti olan yolsuzluk ve etik dışı davranışlardan kurtulmak konusunda ciddi önlemler alıyor. Şirketler verimliliği azaltan, adil rekabeti bal- talayan ve zararları artıran engellerden biri olarak gör- dükleri yolsuzluk ve etik dışı davranışlardan kurtulmak istiyorlar. Fakat yine de etik olmanın ve dolayısı ile iş etiğinin ger- çekçi olup olmadığı konusunda şüpheleri olanlar var. İlk olarak kapitalizmin doğası gereği iş etiğini içermediğini düşünenler olduğu gibi, kapitalizmin iş etiğini dışlama- dığına ama başarılı bir iş yürütmek için iş etiğinin engel olduğuna inananlar da bulunuyor. Bu konuda iş etiğinin karşısında direnenlerin aslında iş dünyasında iş etiğini dışlayan mitlere fazla önem verdikleri söylenebilir. Peki nedir bu mitler? • Ya avla ya da avlan • En iyi olan sağ kalır • Etik dışı davranışın çok da zararı yoktur • Roma’da iken Romalıların yaptığı gibi yap • Önemli olan tek şey kâr-zarar satırıdır. Şimdi bu mitlere yakından bakıp, ne kadar geçerli ve 21. yüzyıl dünyasına ne kadar uyumlu olduklarını görelim… YA AVLA YA DA AVLAN Bu mite göre iş dünyası vahşi bir orman gibi düşman bir çevredir. İş dünyasının aktörleri bu vahşi ormanda yalnız- dır. Ya rakiplerinizi yersiniz ya da onların sizi yemesine izin vermek zorunda kalırsınız. Fakat mitin en büyük sı- kıntısı iş dünyasının sosyal bir etkileşim olduğunu unu- tup iş dünyasındaki tek önemli şeyin kendi çıkarlarınız Homo Homini Lupus (İnsan insanın kurdudur) deyişinin de sahibi Thomas Hobbes’a göre, kendi çıkarını düşünen ve çıkarı dizginleyemeyen zihniyet, “yalnız, yoksul, iğrenç, hayvanca ve kısa” bir yaşama mahkumdur.