INmagazine Sayı 7 (Temmuz, Ağustos, Eylül) | Page 7

programı standardının yokluğundan şikayetçi olan meslektaşlar ile “ Federal Sentencing Guidelines , Guidelines for Corporations ” ile gelen “ makul yapılanma ve önlemler ” tanımında gizli olan “ her şirket kendisi için en iyi sistemi kurmakla sorumludur ” önermesinin ideal uygulama olduğunu savunanlar arasındaki tartışmanın argümanlarını bir kez daha gözden geçirmeniz ve en doğru kararı verebilmeniz için kaleme aldım . Gelin görün ki , siz hangi tarafta olursanız olun , tüm standartlara hükmedecek o standart gerçekten geliyor .
NEDEN ŞİMDİ ? Bu soruya cevap vermeden önce uluslararası yolsuzlukla mücadele ortamına şekil veren kilometre taşlarını hatırlayalım : l Foreign Corrupt Practices Act ( FCPA ) – Amerikan Yurtdışı işlemlerde yolsuzlukla mücadele yasası – 1977 l UK Bribery Act – Birleşik Krallık Yolsuzlukla Mücadele Yasası – l OECD Convention on Combating Bribery of Foreign Public Officials in International Business Transactions - OECD Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi l United Nations Convention Against Corruption ( UNCAC ) – Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi l European Anti-Corruption Conventions - Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmeleri l Brazilian Clean Company Act – Brezilya Temiz Şirket Yasası l Canadian Corruption of Foreign Public Officials Act ( CFPOA ) – Kanada Yurtdışı İşlemlerde Kamu Görevlisine Rüşvetin Engellenmesi Yasası l The Sapin II , Draft Bill for Transparency and Modernisation of the Economy – Fransız Şeffaflık ve Ekonominin Modernizasyonu Yasa Tasarısı İçinizden bir ses size bütün bu yasa ve anlaşmaların sizi neden ilgilendirdiğini soruyor olmalı . Cevap basit . Tüm bu yasal düzenlemelerin ve sözleşmelerin ortak paydası o ülkenin vatandaşının yurt dışında ( doğrudan veya
aracılar üzerinden ) rüşvet vermesini engellemeye yönelik olmaları . Yani eğer bir Fransız şirketi ile çalışıyorsanız sizin kendi ülkenizde uyguladığınız yolsuzlukla mücadele risk yönetimi programı veya kısaca “ etik ve uyum programınız ” artık iş yaptığınız şirket için bir sorumluluk haline geldi . Bir Amerikan şirketini temsil ediyorsanız ve bu şirket bir ihracatçı ise Amerikan Ticaret Odası ( American Chamber of Commerce ) sadece o şirketin bir uyum programı olması ile yetinmeyip sizin de bir uyum programınız olmasını mecburi kılıyor ve bu programın varlığı ile etkinliği konusunda detaylı bir denetim yapma sorumluluğunu da Amerikalı ortağınıza bırakıyor . Yani , bırakın bir kurumsal dünya vatandaşı olarak görevinizi , yabancı iş ortaklarınızla ilişkilerinizi sağlıklı sürdürebilmek için bile onların hangi yerel hukuki riskleri yönettiklerini bilmek ve aynı kimliğe bürünmek zorundasınız . Neden şimdi sorusunun birçok mantıklı cevabı olabilir ancak bunların başında “ günümüzde , yolsuzluk risklerinin yönetilmesinin global şirketlerin kurulu veya halka açık oldukları ülkelerin rekabet öncelikleri ve hukuki sorumlulukları haline gelmiş olması ” var . Uluslararası yasal mimarinin olgunlaşması ve kanun yapıcıların yaptırım gücünün artmış olması ise standardizasyon gereğinin ardındaki önemli bir itici güç . Sonuç olarak yolsuzlukla mücadele dünyası sizin sandığınızdan çok daha hızlı dönüyor ve sizi hukuken doğrudan etkilemediğini düşündüğünüz her yasa iş yaptığınız yabancı ortaklarınız üzerindeki baskısını artırıyor . Bu gelişmelerin ardında ahlaki yönelimler olduğunu lütfen düşünmeyin . Çerçevesi ülkelerin dış politikaları , dış ticarette adil rekabet zemini arayışları yani global siyaset ve ticaret dinamikleri ile belirlenmiş yeni bir oyun alanı içerisindesiniz . Bu yeni dünyanın kuralları ile ne kadar geç tanışırsanız işlerinizi sürdürmeniz ve geliştirmeniz o kadar zorlaşacak gibi gözüküyor . Bu küçük uyarıdan sonra gelin ISO 37001 incelememizi sürdürelim .
NASIL BİR EKİP TARAFINDAN HAZIRLANDI ? İş dünyasının karşılaştığı düzenlemeler ve standardizasyon araçları karşısında ilk ve çoğunlukla haklı tepkisi bunları “ işleri yavaşlatacak yeni bir bürokratik engel ” olarak görmek yönünde oluyor . Büyük çoğunluğu profesyonellerden oluşan , 28 ülkeden 50 ’ yi aşkın uzmanın iki senelik çalışmasının sonucu olan ISO 37001 için yapılan tanım cesaret verici : “ İş dünyası tarafından , her büyüklükteki şirket için hazırlanmış bir standart ”. Taslak standarda baktığım zaman , ISO 37001 ’ in , yakın gelecekte tedarik zinciri yolsuzluk risk değerlendirme anketlerinin yerini almasına şaşırmayacağımı söylemeliyim . Global ve yerinde denetlenen bir standart varken hangi global şirket yerel risklerini kendi anketleri üzerinden yönetmek istesin ki ?
YENİ OLAN NEDİR ? Eğer bu soruyu soran Amerika , İngiltere , Almanya , Kanada , Brezilya , Güney Afrika veya Fransa ’ da kurulu bir şirketin etik ve uyum yöneticisi ise cevap basit : “ Yeni standart zaten yapmadığınız veya bilmediğiniz hiçbir şey getirmiyor ”. Ancak yurt dışında yolsuzlukla mücadele konusunda sert hukuki önlemler almış , uzman mahkemelerini kurmuş ve yaptırımları uygulayan , gelişmiş bir yargı sistemi olan bir ülkede değilseniz ; yasalar sizi zaten bu sistemleri kurmaya ve doğru çalıştırmaya yöneltmemişse ; yabancı iş ortaklarınızın ilgili taleplerini ciddiye almak yerine gönderdikleri etik kodunu imzalayıp unutmak refleksine sahip bir ticaret pratiğini yaşıyorsanız , o zaman kolları sıvamanızın zamanı geldi demektir . Sertifikasyon ve denetleme süreçlerinde ortaya çıkacak “ yerel çözüm üreten ” danışman firmalarla karşılaşacaksınız elbette ama bu konu diğer kodlara benzemiyor . Yabancı iş ortaklarınız üzerindeki hukuki baskı o kadar büyük ki içi doldurulmamış bir sertifikanın fitili kısa bir bomba olduğunu fark ettiğinizde çok geç kalmış olabilirsiniz .
5