INmagazine Sayı 6 (Nisan, Mayıs, Haziran) | Page 8

GÖ R Ü Ş İNSANLIK, IKLIM DEĞIŞIKLIĞINDEN KONTROLSÜZ NÜFUS ARTIŞINA, SU KAYNAKLARININ TÜKENMESINDEN SALGIN HASTALIKLARIN YAYILMASINA, TARIM ALANLARININ KAYBINDAN BIYOÇEŞITLILIĞIN AZALMASINA KADAR ONLARCA BAŞLIKTA, “GELMEZ YOLA GIDIYOR” NE YAZIK KI... 6 “zar” atıyoruz! Attığımız zar her ne ise toplumsal yaşamın bir köşesinde bize verilmiş role uygun bir yaşam sürüyoruz. Olan bitenlerin, saydıklarımızın etik kavramıyla ne alıp vere- mediği var? Aslında hepimiz biliyoruz ama… Çok basit güncel örnekler üzerinden gidelim... Hepimiz kek gibi kazancımız üzerinden vergimizi kuruşu ku- ruşuna kadar öderken, iş adamı kimliğindeki bir takım insan- ların vergi kaçırmak için adlarını bile telaffuz edemeyecekleri adacıklardaki off-shore hesaplarını kullanması, hangi ahlaki davranışın kalıbı içinde değerlendirilir? VW, FIFA gibi beylik sahtekârlıkların gizli saklı bir yanı kalma- dı. Aç gözlülük, paraya tapınma ve bunun sonucu elde edile- cek “sözde kazancın” bir performans olarak tepside sunulu- yor olması, yanı başımızda namusu ile kazananlar karşısında haksız rekabet oluşturmuyor mu? Özellikle ABD’de yükseköğrenim gören üniversite öğrenci- lerinin bankaların teşviki ile öğrenim kredisi kullanmalarının sonucunda üniversiteyi bitirdiklerinde dünyaya yedi defa gelseler hiç bir zaman ödeyemeyecekleri bir borçla hayata atılıyor olmaları, hangi bankanın ve ortaklarının ve dahi hisse senetleri sahiplerinin yıl sonu kârlılıklarını ahlâklı yapabilir? Finans dünyasının tam merkezinde oturan ve “sıfırcı hoca” giysili kredi derecelendirme kuruluşlarının 2008’de olduğu gibi zaten batmış, tutunacak dalı olmayan bankalara bol ke- seden A notu vererek olmayan itibarlarını koruma altına alıyor olmaları düşünüldüğünde, Marmara depreminde binlerce in- sanımızın göçük altında kalmasına neden olan binaları yapan müteahhitlerden daha ahlâklı olduklarını söyleyebilir miyiz? Büyük tsunami sonrasında projektörlerin tüm aydınlatma gücüyle çevrili olduğu Fukuşima nükleer santralındaki rad- yasyon sızıntısını santralin sahibi TEPCO şirketinin Tokyo bor- sasındaki hisselerini olumsuz etkileyeceği görüşüyle kamuo- yundan saklamak hangi vicdani muhasebenin ürünü olabilir? Afrika ülkelerinin dramı ortada… Yüzyıllar boyunca yeraltı ve yerüstü zenginlikleri sömürüldü. 19. yüzyılın kölelik dramından sonra kendi topraklarında bir kölelik dramı daha yaşayan Afrika kıtası ırk ayrım- cılığından çok çekti ama küresel ekonomik politikalar içinde söz sahibi olamamasının bedelini bugün; AIDS, kıtlık, açlık, yoksul- luk, tarım alanlarının yok olması, silah sanayinin iştahını canlı tutan iç savaşlar, soykırımlar ve bunların sonucunda çareyi Avrupa ülkelerine mülteci olarak kaçarak ödü- yorlar! Aşık Veysel Şatıroğlu ZAMANI SATIN ALAMAZSINIZ! Bu toprakların ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu yazmış ve söyle- mişti; “Gelmez yola gidiyorum”… Rivayet odur ki ölümün- den birkaç gün önce yazdığı son şiir/türküdür. Aynen “gel- mez yola giden” insanoğlunun göz göre göre başına ördüğü çoraplardır aslında sözü edilen. Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişiklikleridir… Kontrolsüz nüfus artışıdır, öngörülemeyen. İçilebilir su kaynaklarının tükeniyor olmasıdır… Tarım alanlarının insan eliyle yok olmasıdır… Salgın hastalıklardır… Bitki ve hayvan türlerinin birer birer tükenmesidir… Bunların sonucu ortaya çıkan, açlık, kıtlık, yoksulluk, sıcak savaşlar… Ve başucumuzdaki kitlesel göçler, mülteciler, sa- vaşlar ve terördür akşam yemeği olarak servis edilen! Sular gelmek için önce çekilir, sonra gelir, sonra bir daha çe- kilir! Eğer suların ilk çekilmesinde doğanın verdiği mesajı ala- madıysak, suların yıkmak ve yok etmek için geliyor olması kaçınılmaz bir doğa hadises