INmagazine Sayı: 4 (Ekim - Kasım - Aralık) | Page 54

FELSEFE 52 dir, çünkü etik-dışıdırlar ve ekonomik bunalımların zemininde yatan sözde gizli elin bileşimine katılırlar. Finansal bunalım bu düzeye dek toplumun özsel olarak etik bir bunalım yaşamakta olduğunun göstergesidir. Avrupa, özellikle Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri bir Avrupa ülkesi olan Yunanistan’a doğal olarak kendi etik normlarının terimlerinde bakma alışkanlığındadırlar: Yasallık, dürüstlük, güven. Ve etik normlara uygun bir ülkenin yaşamakta olduğu ekonomik problem etik bir problem olarak değil, salt raslantısal bir talihsizlik olarak algılanır. Popüler bilinç derin düşünmez, görüngüde olan ile yetinir. Yunanistan böyle ekonomiketik bunalıma ilk kez düşmemektedir ve tarihinde (başka pek çok ülkenin tarihinde olduğu gibi) devlet iflasları yeni değildir. Dış borçlar daha önce 1826, 1843, 1860 ve 1894 yıllarında da ödenmemişti (10). Yunanistan (yine başka ülkeler durumunda da olduğu gibi) iyi hükümet, hesap verebilirlik ve yasa egemenliği gibi özsel etik kriterler açısından sorunludur. Daha geniş bir ekonomik alanda, AB’de beş yurttaştan dördü (%78) ülkelerinde rüşvetin ciddi bir sorun olduğunu, dahası sorunun son yıllarda daha da ağırlaştığını kabul etmektedir (Yunanistan’da oran %95; Danimarka’da %22) (11). Kendilerinden rüşvet istendiğini kabul eden yurttaşların AB ortalaması %9’dur (Danimarka için, %1; Yunanistan için, %16; Romanya için, %26). Ekonomik sözleşme ilişkisini çürüten rüşvetçiliğin yaygınlığı politik düzlemde demokrasinin ve yasa egemenliğinin zayıflığının bir belirtisidir. Kendini ekonomik başarısızlıkta ele veren etik gerilik hiç kuşkusuz politik alanda daha başarılı bir performansa yetenekli değildir. Kendileri rüşvet ve yolsuzluklar sürecinde etkin rol oynadıkları sürece, politik partiler etik sorunları gün ışığına çıkarmak ve tartışmak yerine sorumluluğu başkalarında arayacaklardır. Ve halkın partileri oldukları sürece, EKONOMİK SÖZLEŞME İLİŞKİSİNİ ÇÜRÜTEN RÜŞVETÇİLİĞİN YAYGINLIĞI POLİTİK DÜZLEMDE DEMOKRASİNİN VE YASA EGEMENLİĞİNİN ZAYIFLIĞININ BİR BELİRTİSİDİR. KENDİNİ EKONOMİK BAŞARISIZLIKTA ELE VEREN ETİK GERİLİK HİÇ KUŞKUSUZ POLİTİK ALANDA DAHA BA