INmagazine Sayı: 4 (Ekim - Kasım - Aralık) | Page 51

BAZI POLITIKACILARA GÖRE, YUNANISTAN’IN EKONOMIK BAŞARISIZLIĞININ SORUMLUSU YUNANISTAN’IN KENDISI VEYA OSMANLI İMPARATORLUĞU DEĞIL, ALMANYA’DIR. sı 2013 sonrasında rüşvetçilik düzeyinin azalmaktan çok arttığı yönündedir. leneksel etiğin modern etik ile çarpışması olarak, etikdışının etik ile çarpışması olarak yaşanacaktır. Bu gerçekte tüm ülkeler için böyledir ve aralarındaki biricik ayrım daha şimdiden ulaşılan törel gelişim düzeylerinin ayrımı tarafından belirlenir. Ekonomik büyüme çoktandır salt bir iç pazar değil ama küresel pazar sorunu olmuştur ve ekonomi çoktandır salt yerel değil ama küresel bir etkinliktir. Böyle sınır tanımayan ekonomi sınır tanımayan bir etiği gerektirir ve insanlığı bölen ve parçalayan törel-türlülüğün sürmesini değil, ama insanlığı dürüstlük, doğruluk ve güvende birleştiren evrensel etiğin yürürlüğe girmesini ister. Yunanistan’ın ekonomik-etik dönüşümünün Avrupa Birliği ile bir kavgaya dönüşümünün nedeni, geleneksel etiğin modern etiğe karşı her kavgasında beklenmesi gerektiği gibi, kendi sorumluluğunu yadsıma ve hesabı başkasından sorma, faturayı başkasına çıkarma tutumudur. Ancak özgürlük kendi sorumluluğunu üstlenme yeteneğini kazandırır. Yunanistan’ın başına gelen hiçbir şeyin sorumluluğunu üstlenmeme alışkanlığı ile bir çizgide, ülke içinden ve dışından kimi yorumcular Yunan kültüründeki bu olgunun zeminini Osmanlı Yunanistanı’nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından kötü yönetilmiş olmasına bağlar. Daha başka yorumculara göre Yunanistan’ın ekonomik başarısızlığının sorumlusunun Yunanistan’ın kendisi değil, bundan böyle Osmanlı İmparatorluğu da değil, ama Almanya olduğudur. Yunanistan buna göre yıkımdan sorumlu olanların durumu düzeltmekten de sorumlu olduğunu düşünmektedir. Ülkede olan hiçbir şey Yunanistan’ın kendi edimi değildir. Bu eğilim Yunanistan’ın modern tarihi boyunca gösterdiği eğilim ile uyum içindedir. Syriza Avrupa’dan borç istemekte, borcunu ödemek için yeniden borç istemekte ve bütün bunlar yetersiz olunca Almanya’dan II. Dünya Savaşı’nda uğradığı yıkım için ek tazminatlar istemekte, giderek Putin’den bile borç istemektedir. YUNAN ETİĞİ VE YUNAN EKONOMİSİ Yunanistan’da vergi kaçıranların en önünde serbest meslek sınıfları gelir (3). Vergi kaçırma Yunan politikacıları tarafından “ulusal spor” olarak kabul edilir ve örneğin 2009 yılı için başlıca saymanlar, dişçiler, avukatlar, doktorlar, mühendisler, özel öğretmenler ve finans danışmanları gibi özel meslek sahipleri tarafından kaçırılan vergi miktarının Yunanistan yıllık bütçe açığının yaklaşık üçte biri olan 28 milyar euro kadar olduğu hesaplanır (Aynı yıl için BYÜ 235 milyar euro ve toplam vergi tabanı 98 milyar euro olarak hesaplanmıştır). Nüfusun genel kanı- Fakelaki 2014 yazında Atina’nın en büyük devlet hastanelerinden birinde bir asansör bozuldu. Onarım için gelen teknisyen gözlerine inanamadı: Asansör boşluğunun dibinde diz boyu fakelaki yığını birikmişti (4). Ekonomik krizin patlak vermesinden beş yıl sonra, Yunanlılar herhangi bir ceza korkusu olmaksızın yolsuzluğu, rüşvetçiliği ve vergi kaçırmayı sürdürüyorlardı. Yakınmalar inanılacak gibi değildi: “Kimi doktorlar, giderek kamu görevlisi olan doktorlar bile doğrudan para istiyorlar. Testleri yapmadan önce istiyorlar. Sonuçlarınızı geri alacağınız zaman istiyorlar” (Maro Kouri, Atina) (5). Fakelaki ya da içi para dolu “küçük zarf” hastalanan, yaralanan, giderek bir bölümü yalnızca yaşam kavgası veren insanların doktorlara verdikleri küçük-rüşveti anlatan bir sözcüktür. Küçük-rüşvetçiliğin Yunanistan’a faturası 2011 için 554 milyon euro olarak hesaplanmaktadır (6). Hangi büyüklükte olursa olsun, rüşvetçilik ve dolandırıcılık etik olarak en düzgün ülkelerde bile eksik değildir. Ama Yunanistan’ı bu göreli olarak temiz ülkelerden ayırt eden şey onda rüşvetçiliğin yaygınlığı ve aşağı yukarı bütün bir nüfusa ait bir davranış biçimi olması değil, rüşvetçiliğin moral bir sorun olarak görülmemesidir. Politik Partiler Yunan halkının %90’ı için politik partiler rüşvetçi ya da aşırı rüşvetçidir. Ve bu partiler politik istencini anlatmanın başka bir yolunu bulamayan bu aynı %90’ın partileridir. Bu enteresan \