INmagazine Sayı: 4 (Ekim - Kasım - Aralık) | Page 20

D O S Y A / Yolsuzluk ve Kriz mak isteyen dev şirketlerden rüşvet almaları; bu yüzden çevre ile ilgili hiçbir önlem almamaları ve yine güvenlik görevlilerinin kendilerini rüşvet ile görmezden gelmelerini sağlayan petrol kaçakçılarına göz yummaları, petrol bölgesi olan Nijer Deltası’nda büyük bir çevre felaketi yaşanmasına sebep oldu. BM Çevre Programı’nın raporuna göre tüm bölge petrol kirliliği altında bulunuyor. Petrol şirketlerinin ve kaçakçıların yine yolsuzluk “soslu” yaptığı petrol operasyonlarında şimdiye kadar 100 milyon varil petrolün sızıntı yaptığı tahmin ediliyor. 18 KÜRESEL KRİZLERE NEDEN OLABİLİR Mİ? Yunanistan’ın, İtalya’nın veya Nijerya’nın yaşadığı yolsuzluk kaynaklı ekonomik sorunlar aslında bizi başka bir varsayıma götürebilir. Yolsuzluk ve Kayırmacılık Ekonomisi hassas ülkelerde meydana gelebilecek ekonomik krizlerin görülmeyen veya görülmek istenmeyen sebepleri olabilir mi? Hatta soruyu daha da genişletebiliriz: Yolsuzluk kimi zaman küresel ekonomik krizlerin bile sebebi olabilir mi? Bu sorunun cevabı birçok kez evet olarak verilebilir. 1929 Büyük Bunalımı’nın ABD’yi vurduğu dönemde, krizin 1931 yılında Almanya’ya sıçraması tam da bir yolsuzluk fitiliyle ateşlenmişti. Krizin en önemli sebeplerinden biri de tüm dünyada finans sektörünün yolsuzluk bataklığına boğazlarına kadar batmış olmasıydı. Örnek olarak, Almanya’nın en gözde ve bilinen bankalarından biri olan ve kısaca Danat-Bank olarak bilinen “Darmstädter und Nationalbank”ın karıştığı yolsuzluğun Almanya’da ekonomik krizi başlatması gösterilebilir. Bankanın yöneticilerinden Carl Boener’in kurumun en büyük müşterisi olan Alman tekstil devi Nordwalle’nin düzenli olarak yanlış muhasebe bilgileri verdiğini fark etmesi iskambil kağıtlarından bir kuleye benzetebileceğimiz Alman ekonomisinin çökmesine sebep olan olaylar zincirini başlatmıştı. Nordwelle’nin yolsuzluğunun fark edilmesinin anlamı, bankanın en büyük müşterisinin batması, bu da bankanın batması demekti. Bu zincirleme bir reaksiyon başlatmış, bankanın müşterileri büyük bir panik yaşayınca hem DanatBank hem de Alman ekonomisi dibi boylamıştı. PETROL ŞIRKETLERININ VE KAÇAKÇILARIN, NJIERYA’DA YOLSUZLUK “SOSLU” YAPTIKLARI PETROL KAÇAKÇILIĞINDA ŞIMDIYE KADAR 100 MILYON VARIL PETROLÜN DOĞAYA SIZDIĞI TAHMIN EDILIYOR. Kurulduğu andan itibaren dünyanın en büyük doğalgaz dağıtıcısı haline gelen Enron’un karıştığı skandal ve sonrasında olanlar da yolsuzlukların ülke ekonomileri ile ilişkisini göz önüne getiriyor aslında. Enron ünlü bağımsız denetim şirketi Arthur Andersen’in de yardımı ile bilançolarda oynayarak şirketi olduğundan çok daha parlak hale getiriyor; böylece yatırımcıları da kendine çekiyordu. Tabii bu durum gerçekler ortaya çıkıncaya kadar sürdü. Enron yanına Arthur Andersen’i de alarak tarihe karıştı. ABD finans sektörü bu skandaldan büyük zarar görerek çıktı. KAÇAMAK MI, DÜZENLİ BİR İLİŞKİ Mİ? Peki yolsuzluğun bir ülkenin ekonomik performansını ve gelişmesini ne ölçüde etkilediğinin kanıtı nedir? Yolsuzluk, yaşandığı ülke için ufak bir sıkıntı mıdır? Büyük bir engel midir? Yoksa tam tersine ekonomiyi canlandıran tatlı bir kaçamak mıdır? Yolsuzluğun ülke ekonomisi için sonuçları yere veya yabancı yatırımların miktarında ve finansal pazar performanslarında ölçülebilir hale gelebilir. Harvard Üniversitesi’nden Shang-Jin Wei ve Richard Zeckhauser’ın hazırladığı makalede rakamlarla bu konuda ayrıntılı örnekler mevcut (Dark deals and dampened destinies: corruption and economic performance; Shang-Jin Wei, Richard Zeckhauser). Yerel yatırımlar açısından bakmak gerekirse GSMH’de yüzde olarak ifade edilen yatırımlar yolsuzluk seviyesine güçlü bir şekilde tepki veriyorlar. Wei ve Zeckhauser’ın hesaplamalarına göre, Filipinler’de meydana gelen 3 puanlık bir yolsuzluk azalması ile tahmini olarak aynı ülkede yatırımlar %3,6 artabilecektir. Bir kıstas olarak vermek gerekirse Yatırım/GSMH