INmagazine Sayı: 3 (Temmuz - Ağustos - Eylül) | Page 59

kümetin ekonomiye karışması yurttaş toplumunun kendisinin karışmasından başka birşey değildir, çünkü hükümet yurttaş toplumuna yabancı ya da düşman bir güç değil, tersine onun kendi politik istencinin anlatımıdır. Önemli olan karışmanın doğru ve gerekli olup olmadığıdır. İrlanda’da 19’uncu yüzyılda yaşanan Patates Kıtlığı liberalist ekonomi anlayışının ne kadar etik olduğunu görmek için bir örnek sağlar. Kıtlık bir milyon insanın açlıktan ölmesine ve ikinci bir milyonun ülkeden göç etmesine neden oldu. İrlanda o sıralar İngiltere tarafından yönetiliyordu ve hükümet laissez-faire öğretisine sarılarak duruma karışmadı, gıda yardımı çalışmalarını yasakladı ve pazarın problemi çözmesini bekledi. Pazarın görülmez elinin yaptığı şey sekiz yıl süren kıtlık boyunca insanlar açlıktan kırılırken İrlanda’da üretilen tahılın İngiltere’ye satılmasının sürdürülmesi oldu. EKONOMİ VE ÖZGÜRLÜK İnsan haklarının tanınmadığı yerde ekonomi gerçek öznesinden, bireysellikten yoksundur. Modern ekonomi bireysel özgürlüğü, özgür tüzel kişiyi birinci ön- İRLANDA’DA 19. YÜZYILDA YAŞANAN PATATES KITLIĞI LIBERALIST EKONOMI ANLAYIŞININ NE KADAR ETIK OLDUĞUNA DAIR IYI BIR ÖRNEK OLABILIR. PAZARIN GÖRÜLMEZ ELI, SEKIZ YIL SÜREN KITLIK BOYUNCA INSANLAR AÇLIKTAN KIRILIRKEN TAHILIN İNGILTERE’YE SATILMASINI SÜRDÜRDÜ. cülü olarak alır ve bu nedenle özgür toplumlarda ekonomik etkinlik herkese açıktır. Yine bu nedenle, henüz moral olarak az gelişmiş tüzel kişiler de, bireyler ya da organizasyonlar olarak, ekonomik etkinlik sürecine girer ve ekonomide (ve ayrıca hiç kuşkusuz ekonomi kuramlarının kendilerinde) etik-dışı öğelerin temsilcileri olurlar. Tüzel kişi salt kendinde ahlaksaldır ve duyuncunun değil, ama dürtü ve itkilerinin, eğilim ve alışkanlıklarının güdümünde davranmaya yatkındır. Bu onu modern ekonomide etik-dışı her etmenin, genel olarak rüşvetçilik ve yolsuzluk vb.nin sorumlusu yapar. Genellikle bu moral ve etik geriliğinin ayrımında değildir ve sık sık yanlış ve kötü birşey yapmadığı sanısı içindedir çünkü henüz ahlaksal olan ile ilgilenmemektedir. Salt hakkının bilincinde olan ama henüz ahlaksal sorumluluk yeteneğini geliştirmemiş bir kültürün ekonomisi kaçınılmaz olarak geridir, çünkü onda ekonominin özü olan sözleşme ilişkileri işlemez. Soyut hak, salt dolaysız mülkiyet istenci olarak, henüz ahlaksal ve törel nitelik taşımaz. Ve ekonominin bunalım ya da problem boyutu olarak yaşanan şeyler ahlaksal sorumluluk bilincinin yoksunluğuna ve sonuçta modern etik belirlenimlerin edimsellik ve işlerlik kazanmamış olmasına bağlıdır. Bu etik yetersizlik öğesi politikayı da tanımlar, ve ilkin demokratik toplumun eğilimlerinin temsilcileri olan partiler yolsuzluk kültürünün yoğunlaşma noktaları olurlar. Ekonominin özgürlüksüz olması ekonomi kavramına aykırıdır ve böyle özgürlüksüz ‘ekonomi’ ussal ve dolayısıyla edimsel değildir. İlkin bir ilke olan, salt adı bilinen ve yalnızca bilinçlerde olan özgürlüğün realite kazanması olarak ahlaksal ve törel gelişim özsel olarak erekseldir, belirsiz, amaçsız soyut bir türlüleşme değil. Özgürlük salt seçme 57