INmagazine Sayı: 3 (Temmuz - Ağustos - Eylül) | Page 55

BİRİNCİ SINIF ŞİKE İTALYA 2006 yılında hem futbol hem de spor tarihinin en büyük şike skandallarından birine ev sahipliği yaptı. İtalya’da polisin mafyayla ilgili telefon dinlemelerine takılan kayıtlarla ortaya çıkan skandala, ülkenin en büyük kulüplerinin de adının karışması, futbolseverleri büyük hayal kırıklığına uğrattı. Serie A’daki şikenin maç skorları üzerinden yapıldığının ortaya çıkmasıyla başlatılan soruşturmada, son lig şampiyonu Juventus başta olmak üzere Milan, Fiorentina ve Lazio’nun bir şike organizasyonu içinde oldukları iddia edildi. Soruşturma sonucunda Juventus Serie B’ye düşürüldü. Kulüp bir sonraki sezona da eksi 9 puandan başladı. 2005 ve 2006 şampiyonlukları da geri alınan Juventus, 2006-2007 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkından da oldu. Skandalın bir diğer büyük ismi AC Milan ise bir sonraki yıla eksi 8 puanla başladı. Soruşturma sonucunda Fiorentina bir sonraki yıla eksi 15 puanla başlarken 2006-2007 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkı da iptal edildi. Lazio ise bir sonraki yıla eksi 3 puandan başladı ve yine aynı şekilde 2006-2007 sezonunda UEFA Kupası’na katılma hakkı alındı. Kararlar o ana kadar üst düzeydeki futbol kulüplerine verilmiş ilk cezalar olarak da futbol tarihinin kara sayfaları olarak tarihe geçti. 53 BAŞTAN KOKAN FUTBOL FUTBOL evet sadece futbol değildir ama rüşvet ve şike hiç değildir, desek yanlış olmaz. Mayıs ayında ortaya çıkan yeni bir skandal bu sporun baştan kokmaya başladığını gösterdi maalesef. Önce dünya futbolunun en üst makamı FIFA yetkililerinden, aralarında başkan yardımcısı olan Jeffrey Webb’in de bulunduğu altı kişi yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle İsviçre’de gözaltına alındı. Suçlamaların ana nedeniyse; FIFA’nın çok büyük tartışmalara karşın onay verdiği 2018 Dünya Kupası’nın Rusya’da ve 2022 Dünya Kupası’nın da Katar’da düzenlenmesi kararını kabul eden yöneticilerin kara para aklaması. Bu iddiaların yanı sıra FIFA’da 20 yıldır Dünya Kupası’yla ilgili yayın hakları ve pazarlama konusunda, yaklaşık 100 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı da öne sürüldü. Ayrıca üst düzey yetkililerin şantaj ve dolandırıcılık suçlarına karıştıkları da diğer iddialar arasında. Zürih polisinin şüphelilere yönelttiği suçlamalar arasında; Latin Amerika’daki turnuvalarda yayın haklarına etki etmeleri ve ABD’deki bankalar üzerinden para transferleri yaptıkları iddiaları da yer alıyor.