INmagazine Sayı: 3 (Temmuz - Ağustos - Eylül) | Page 14

FİNANS “Kuklalarınız” Size Güvenmediğinde! 12 Müşterilerinden kuklalar diye bahsedenler; bir sene sonra dibe vuracak bir ekonomiyi “dengeli” görenler; şirketleri batarken milyon dolarlık primleri cebe indirenler, hepsi finans sektörünün tarihine geçtiler. Son büyük küresel kriz sonrasında gelen şeffaflık çağı, tüm bilinmeyenleri açığa çıkarırken, kuklalar da iplerini elinde tutanları çok daha yakından görme ve tanıma imkanı buldu… Yazı: Dr. Gurur ALTUN K rizlere sebep olur mu, yoksa sorunlarla beraber artıp daha mı çok göze batar ispatlaması çok kolay olmayabilir; fakat finans sektöründeki etik olmayan davranışlar halihazırdaki sorunları büyütürken, hem de gerçekten ciddi tepki çekiyor. Bakıldığı zaman aslında hediye alması bile bazı durumlarda yasak ve/veya kısıtlı olan finans sektörü, çalışanlarının karıştığı olaylarla, itibarları sadece kendi ülkelerinde zedelenmiyor, bütün dünyada “tanınmaları”na da sebep oluyor. 2007’nin Aralık ayından beri bütün dünyada genel olarak ekonomilerin yaşadığı krizler de bu bahsedilen etiğe aykırı davranışlardan yeteri kadar payını almış durumda. Amerika’nın yedi yıldır tam anlamıyla yeni yeni toparlanmaya başladığı kriz, Avrupa ülkelerinin borç sorunu ve yaşanan resesyon, İzlanda’nın bankacılık sektörüyle birlikte yaşadığı ekonomik kriz gibi durumlarda yaşananlar gerçekten gözönünde tutulmaya değer örnekler barındırıyorlar. Mortgage krizinin başlarında, futbolda rakip olmadıkları zaman çok da takip edilmeyen bir ülkede ekonomik sıkıntılar başgöstermişti bile: İzlanda. Krizle birlikte ülkenin en önemli üç özel bankası batarken, ekonomi %5,5 küçülmüş ve borsa %90 kadar düşüş yaşamıştı. Bunlar belki bizim gibi kısa sürede çok sayıda kriz yaşamış ülkeler için çok da yadırganmayabilecek sonuçlarken, İzlanda’yı özel kılan bir detay mevcut. 2006-2008 yılları arasında Amerikan Merkez Bankası FED’de de görev almış, Columbia Üniversitesi’nin akademik kadrosunda da bulunmuş ve halihazırda da çeşitli ülkelerin ekonomi danışmanlıklarını yapan Frederic Mishkin, FED’deki görevine başlamadan dört ay önce, İzlanda Ticaret Odası’nın talep ettiği bir raporda eşyazarlık yapmıştı. Raporun adı şaşırtıcı olmayan bir şekilde “İzlanda’daki Finansal Denge” olarak belirlenmişti. Rapor genel olarak her ne kadar bazı kusurları olsa da İzlanda’nın ne kadar istikrarlı olduğu ve bu kusurlarının kısa süre içerisinde düzeltilebileceği üzerine iyimserlik pompalayan bir içeriğe sahipti. Rapor yazıldıktan