INmagazine Sayı: 2 (Nisan - Mayıs - Haziran) | Page 48

ANALİZ 46 bet mevzuatı şirketin tüm cirosunun %10’una kadar para cezaları öngörmektedir. Ayrıca kişisel olarak uygulanan para cezaları, meslekten men ve en ağırı olan hapis cezaları da (bazı sistemlerde) rekabet ihlallerinin getirdiği ağır yaptırımlar arasında. İkinci olarak maddi zararın tazmini de yaptırım sistemlerinin önemli bir parçası konumundadır. Rekabet kurallarının ihlali neticesinde zarara uğrayan taraflar, bu zararlarını tazmin etmek üzere ihlali gerçekleştiren teşebbüse karşı dava açabiliyorlar. Farklı tazmin mekanizmaları örneğin; toplu davalar ya da grup davaları ve üç katı tazminat hakkı zarara uğrayan tarafları zararlarını tazmin etmeye sevk etmek amacını gütmektedir. Üçüncü olarak, şirket itibarının kaybı da caydırıcılığın temel öğeleri arasında yer alır. Etik kaygılar da daha çok itibarın zedelenmesi tehlikesi ile ilgilidir. Bir kez kaybettikten sonra bir şirketin tüketicileri, dağıtıcıları ve tedarikçileri nezdinde “rekabet ihlalinde bulunmuş şirket” kimliğini düzeltmesi çok zordur. Yeri gelmişken, şirketlere ve bireylere ayrı cezalar uygulanabilmesinin arkasındaki mantığı da ortaya koymak lazım. Hissedarların ve yöneticilerin sahip oldukları sorumlulukların farklı olması ve rekabet ihlallerinin kusur ya da kasıt ile ama her şekilde şirket yetkililerinin davranışı ile oluşması, bu ihlallerin önüne geçmek amacıyla bireysel cezaları da sisteme dahil etmiş durumda. Bu durum “asil ve vekil ikilemi” olarak da bilinir. Rekabet kurallarının ihlal edilmesinde yöneticilerin sahip oldukları söz hakkını ve kullandıkları inisiyatifleri gören rekabet otoriteleri, bireysel cezalarla yaptırımların caydırıcılığını artırmakta, kurumsal olarak da yöneticiler ile hissedarlar arasındaki ayrımı daha belirgin hale getirmekte. İhlallere ilişkin cezaların ve ayrıca sebep olunan zararlara ilişkin tazminat yaptırımlarının beraberce var olmasını da “herkes için adalet” prensibine dayandırabiliriz. İhlallere ilişkin para cezalarının amacı ihlali “cezalandırmak” iken, tazminat yaptırımının amacı ihlalden zarar görenlerin kaybını tazmin etmektir. Çoğu rekabet otoritesi ceza miktarını saptarken, kanunda önceden belirlen- REKABET UYUMU, ŞİRKETLER İÇİN SADECE HUKUKSAL BİR SORUMLULUK OLARAK TANIMLANIYOR ANCAK KANUNLARA UYMAK İLE UYUMLU OLMAK ARASINDA FARK VAR. UYUMLU OLABİLMEK İÇİN, HUKUKİ ZORUNLULUKLARA UYMANIN ÖTESİNDE BİR KATMA DEĞER YARATILMALIDIR. miş kriterlere dayanırlar. Tüm dünyadaki rekabet otoriteleri arasında da bu husustaki kuralların artık birbirine çok benzediği hatta yoğun bir paralellik içine girdiğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Örneğin benim etik skalama göre karteller rekabet ihlallerinin en pervasız formudur ve birçok ülkenin mevzuatında yer verildiği şekli ile cironun en az %2’si oranında para cezaları ile cezalandırılır. Bunlara ek olarak ağırlaştırıcı ve hafifletici faktörler de cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaktadır. Örneğin; soruşturmanın engellenmesi, para cezası belirlenirken ağırlaştırıcı faktör olarak dikkate alınırken; işbirliği, hafifletici faktör olarak d q'