INmagazine Sayı: 2 (Nisan - Mayıs - Haziran) | Page 24

D O S Y A / Ortak Eylem İ 22 nsanlığın özünü nerede aramalı? Düşünürlerin ve bilim insanlarının belki en eski tartışmalarından biri değil mi bu soru? Kimdir bu insan dediğimiz varlık? Kestirme bir yanıtı da var aslında: İnsanın özü, toplumsal varlığında gizlidir. Daha açık bir ifadeyle, bugün gördüğümüz ve tanımladığımız şekliyle insan, diğer insanlarla ilişkileri içinde, yani toplumsal bağlantılarıyla kendini var etti. İnsanları birbirine bağlayan en temel iletişim dizgesi olan “diller” bile, çok zeki bir insanın bir anda buluverdiği değil, onbinlerce yıl içinde ortak eylem ve anlaşmalar içinde oluştular. Bugün şöyle veya böyle anlaşabiliyorsak, bu işte binlerce yılın ortaklaşmasının yadigarıdır. İnsanlığın ilk ortak eylemlerinden bu yana tabii ki çok sular aktı. Geleneksel toplum yapılarının tasfiyesinin ardından modern dönemlerde çubuk giderek, bireyselleşme ve birey olmaya doğru büküldü. Ortaklaşa eylem ve üretimin rekabete, dolayısıyla gelişme ve ilerlemeye aykırı ve arkaik kavram ve pratikler olarak görülmesinin arka planında modernizm ve modernleşmenin karşı durulamaz gücü yatıyor. Ancak 21. yüzyıl ve herkesi dijital yollarla birbirine bağlayan ağ toplumu, ortak eylem fikriyatı ve pratiklerinin, gelişime aykırı tutumlar değil, tam tersine, tüm maddi ve manevi insani üretimlerin anası olduğunu, uygarlıkların kuruluşunda nasıl roller oynadıklarını tekrar gündeme getirmeye başladı. Evrimsel biyolojiden sosyoloji ve kültürel çalışmalara, psikoloji ve sosyal antropolojiden dijital iletişim ve sosyal medya tartışmalarına kadar uzanan çok farklı bilgi ve alanları, canlıların ve insanın gelişiminin arkasında rekabetin yanı sıra kolektif yapı ve ortak eylemlerin yattığını gösteren sayısız araştırmayla yeni bir çığır açtılar. Bu gelişmenin bir tarafını bireylerarası etkileşim ve kolektif eylem oluştururken, diğer tarafını ise, kurumların ortak davranış ve eylemlerinin oluşturduğunu vurgulamakta da fayda var. Bu anlamda Ortak Eylem, aslında hiç de yeni bir kavram ve hareket tarzı değil. Yeni olan, 21. yüzyılda bu kavrama yüklenen yeni anlamlar ve tanımlamalar. Bu yeni tanımlamalardan biri de aslında, küresel ekonominin en önemli yön vericilerinden biri olan Dünya Bankası. Kurum, Ortak Eylem’i (Collective Action) “Paydaşlar arasında ortaklaşa ORTAK EYLEM ASLINDA HİÇ DE YENİ BİR KAVRAM VE HAREKET TARZI DEĞİL. YENİ OLAN, 21. YÜZYILDA BU KAVRAMA YÜKLENEN YENİ ANLAMLAR VE TANIMLAMALAR. ve sürekli bir işbirliği süreci” olarak tanımlıyor. Paydaşlar teorisinin en temel yaklaşım ve prensiplerinden biri haline gelen ortak eylemin, çok farklı toplumsal sorunlara yanıt olabileceği de dile getiriliyor. Peki Ortak Eylem, global ölçekte 1 trilyon dolara ulaştığı hesap edilen yolsuzluk konusunda neler yapabilir? Etik bir iş duruşu geliştirmeye çalışan binlerce kuruluş, ortak eylemi bir manivela olarak nasıl kullanabilir? Gelin bu yazıda soruların yanıtlarını aramaya başlayalım… BU MÜCADELEYI TEK BAŞINA VEREMEZSIN Bildiğiniz gibi, Yolsuzlukla Mücadelenin en temel 3 evresi şu şekilde tanımlanıyor: İçsel, Dışsal ve Ortak Eylem. İlk adım olan içsel evre, şirketlerde yolsuzlukla mücadele eğitimleri, politika ve prosedürlerini içeren bir etik ve uyum yönetimi programı olarak tanımlanabilir. Dışsal evre ise Düzenli Raporlama, tecrübe paylaşımı, paydaşlara karşı sorumluluk ve şeffaflık ilkelerine uygun davranılması ve etik yönetimi programının etki analizinin yapılabilmesi için önemlidir. Şirketin etik iş yapma biçimini tüm tedarikçileri ve temsilcileri ile paylaşarak ortak bir kültür yaratması olarak düşünülebilir. Üçüncü evre olan Ortak Eylem ise (Collective Action), ilk iki adımı uygulayan şirketlerin rakipleri, kamu otoriteleri ve STK’larla bir araya gelip, parçası oldukları sosyoekonomik işleyişi, ortak eylemler yoluyla geliştirmeleri, dönüştürmeleri sürecinin ta kendisidir. Bu bağlamda Ortak Eylem, farklı menfaat sahipleri arasındaki işbirliğine dayalı ve sürdürülebilir yardımlaşmayı ifade eder ve bireysel eylemin etkisini ve güvenirliğini artırır. Aynı görüşteki kuruluşlar arasında, işbirlikçi bir platform oluşturarak rakipler arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlar. Kavramın arka planında aslında son derece