INmagazine Sayı 14 | Page 40

HUKUK 26999 sayılı Resmî Gazete 11.06.2014 tarih 29027 Sayılı Resmî Gazete) ile 5549 sayılı Kanuna tabi olan yükümlüle- rin (kanunun 2. maddesinin d bendinde düzenlendiği üzere bankacılık, sigorta- cılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasa- ları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gös- terenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş ma- kinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faali- yetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Cumhurbaşkanınca belirle- nen diğer alanlarda faaliyet gösterenler) nasıl bir uyum programına sahip olması gerektiği çok detaylı bir şekilde düzen- lenmiştir. 38 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunul- ması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu da temel düzenlemelerdendir. Kanunda kamu görevlileri tarafından işlenen belirli suç tipleri açısından özel bir soruşturma usulü kurgulanmış; ce- zaların ertelenemeyeceği ve paraya çev- rilemeyeceği düzenlenmiştir. Kanunun 4. maddesinde haksız mal edinme suçu düzenlenmiştir. Buna göre, kanuna veya genel ahlaka uygun olarak edinildiği is- pat edilmeyen mallar veya ilgilinin sos- yal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek ölçüdeki harcamalar haksız mal edinme sayıl- maktadır. Kanunda kamu görevlileri tarafından işlenen belirli suç tipleri açısından özel bir soruşturma usulü kur- gulanmış; cezaların erte- lenemeyeceği ve paraya çevrilemeyeceği düzenlen- miştir. Kanunun 4. madde- sinde haksız mal edinme suçu düzenlenmiştir. Buna göre, kanuna veya ge- nel ahlaka uygun olarak edinildiği ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geli- riyle uygun olduğu kabul edilemeyecek ölçüdeki har- camalar haksız mal edinme sayılmaktadır. Burada dikkati çeken husus ispat külfe- tinin haksız mal edindiği suçlaması ile karşı karşıya kalan kişiye yüklenmesi- dir. Şirketler açısından önemli olan ise bu suça iştirak noktasında gündeme gelmektedir. Kanunun 13. maddesinin 2.fıkrasında malı kaçıran veya gizleyene de aynı cezanın verileceği düzenlenmiş- tir. Uygulamada kamu görevlisinin bu Kaynakça: https://iccwbo.org/publication/icc-rules-on-combating-corruption-turkish/ http://www.seffaflik.org/ozel-sektorde-yolsuzlukla-mucadele-rehberi/ Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/7-153 E, 2006/145 K. 16.05.2006 tarihli kararı Bu konuda TEID, Şeffaflık Derneği ve TUSIAD çalışmaları bulunmaktadır. Bu haberde kullanılan görseller www.freepik.com sitesinden alınmıştır. eylemleri usulsüz ortaklık ilişkileri çer- çevesinde gerçekleştirebildiği göz önüne alındığında, şirketlerin ertelenemeyecek şekilde düzenlenmiş bir takım ağır hapis ve para cezaları ile karşı karşıya gele- bileceği göz ardı edilmemelidir. Üstelik bu türden eylemlerin mütemadi (devam eden) suçlardan olduğu Yargıtay tara- fından kabul edildiğinden [3] TCK 68. maddesinin 1. fıkrasının e bendi uyarın- ca şirketler açısından 10 yıllık uzun bir zamanaşımı süresi söz konusu olacaktır. Uluslararası araştırmalar ışığında özel sektör nezdinde ülkemizde yolsuzluğun önemli bir sorun olduğu konusunda ka- naatimizce artık bir tartışma bulunma- maktadır[4]. Yukarıda ortaya koymaya çalıştığımız temel hukuki çerçeve kapsa- mında şirket temsilcilerinin şahsi olarak etkilenecekleri kuşkusuzdur. Bu itibarla özel sektör temsilcilerinin basiretli iş adamları olarak bu konuda kendi kendi- lerine inisiyatif alarak peşinen bir takım düzenlemelere gitmek durumunda ol- dukları; aksi halinde şirketlerin sürdürü- lebilirlik hedeflerini gerçekleştiremeye- cekleri de açıktır.