INmagazine Sayı 14 | Page 18

HUKUK Aşağıda paylaşacağım davanın konusu, haklı ve geçerli bir neden bulunmadığından feshin geçersizliğine ve işe iade ile diğer yasal haklara karar verilmesine ilişkindir. “Davacının iş akdinin işverence 02/07/2014 tarihli fesih bil- dirimi ile son kullanma tarihleri geçmiş ürünlerle ilgili Tüke- tici Danışma Hattına şikayette bulunan ... isimli müşterinin şikayeti üzerine, 20/06/2014 tarihinde mağaza içerisinde ve mal kabulde cep telefonu kullanılması yasak olmasına rağ- men izinsiz kendi cep telefonunu ile RTC reyon (son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerin satışa sunulduğu bölüm) fotoğraf- larının çekildiği ve mağaza fotoğraflarının 3.şahıslar ile pay- laşıldığı gerekçesi ile tek taraflı ve haksız olarak feshedilmiş- tir. Söz konusu fotoğraflar davacı tarafından şirket kayıp önleme ve güvenlik personeline şikayet kapsamında iletilmiş ve ma- ğaza müdürü de konu ile ilgili sorumluluğu bulunduğu gerek- çesi ile şikayete konu edilmiştir. Mahkeme mağaza müdürünü işveren nezdinde güç duruma düşürmek amacıyla şirketin ti- cari menfaatlerine zarar verecek biçimde sözkonusu resimle- ri manipüle edilerek kullanılmasına sebebiyet verdiği kabul edilerek feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. 16 İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sade- ce asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümle- rin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşme- nin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasın- da, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye soka- cak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü dav- ranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir. Dosya kapsamından davacının iş sözleşmesinin davalı işve- renlikçe işverenin güvenini kötüye kullandığı gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmıştır. İş sözlemesinin kurulmasıyla işçi bakımından doğan yan edim yükümü niteliğindeki sadakat borcu, işçiye işverenin işi ve işyeri ile ilgili haklı menfaatlerini korumak ve işverene ekonomik, ticari ve mesleki bakımından zarar verebilecek her türlü davranıştan kaçınma borcu yük- lemektedir. Bununla birlikte üstün kamu yararı sözkonusu olduğunda işçinin işvereni ihbar ve ifşa etmesi hukuka uygun kabul edilmektedir. Kavram olarak whistleblowing tehlike- ler, yolsuzluklar veya işveren yada işçinin iş arkadaşlarının gerçekleştirdiği, diğer hukuka veya etik kurallara aykırı dav- ranışlar hakkındaki gizli bilgilerin bir işçi tarafından ortaya çıkarılmasıdır. Bu çerçevede bir organizasyon içinde yasa dışı ve etik değerlere uygun olmayan davranış ve eylemlerin or- ganizasyon içi veya dışı başka kişilere veya kurumlara zarar vermemesi için enformasyon sahibi kişiler tarafından sorun- ları çözme güç ve yetkisine sahip iç ve dış otoritelere bildi- rilmesi olarak tanımlanabilecek whistleblowing eyleminde kamu menfaati ile işverenin menfaati karşı karşıya gelmekte- dir. İşçi iş akdinden doğan bir yan edim yükümlülüğü olarak işverenin menfaatlerini gözetmekle ve işletme sırlarını gizli tutmakla yükümlüdür. İşçinin bu yükümlülüğü ihlal ederek işverenini ihbar etmesi geçerli bir fesih sonucunu doğurabilir. Ancak bir hukuk devletinde işçinin hukuka aykırılıkları ihbar etme hakkı da bir temel hak olarak güvence altındadır. Kamu yararı bakımından da önemli olan bu ihbar hakkı korunmalı, işverenin menfaatleri ile işçinin hakları arasında bir denge sağlanmalıdır. İşçi öncelikle hukuka aykırılığı işyeri için mer- cilere bildirmelidir. Ancak her durumda işletme içi ihbarın öncelikli olduğu söylenemez.Somut olayın özelliklerine göre işçinin doğrudan işletme dışı mercilere ihbarda bulunması da mümkün olmalı ve korunmalıdır. Suç konusu fiilin ağır olması işverenin veya onu temsil eden çalışanının doğrudan suça karışmış olması işçinin kendisinin de ceza alabilecek bir duruma düşmesi işletme içinde olayın aydınlatılmayacağının öngörülebilmesi vb.durumlarda işverenin menfaatlerini ko- ruma yükümlülüğü geri planda kalır. İşçinin işyerindeki ko- numu suç konusu fiil ile ilişkisi olmaması da bir anlam ifade etmez. Davacının çalıştığı mağazada son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin RTC edilerek satışa sunulduğu da dosya kapsamıy- la sabittir. Hakkında şikayet söz konusu olan mağaza müdü- rü 1K mağaza müdürlüğüne terfi etmiştir. Görevini yapan ve sağlığa zararlı ürünlerin uyarısına rağmen mağazada satıl- maya devam ettiğini kayıp önleme ve güvenlik müdürü ...’e mail olarak gönderen davacının iş akdi sona erdirilmiş, ayrı- ca müşteri de mağaza müdürüne “sen kim oluyorsun da beni şikayet ediyorsun” şeklinde azarlanmıştır. Bu nedenle iş akdi- nin feshine dair iddiaların işverence şüpheden uzak deliller- le kanıtlanamadığı, işveren feshinin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olup davacı temyiz itirazlarının kabulü ile davalı temyiz itirazlarının red- dine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDI- RILMASINA, 2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,” (T.C YARGITAY 7. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 12401 Karar: 2016 / 17196 Karar Tarihi: 24.10.2016)