INmagazine Sayı 13 | Page 22

zamanda ortaya çıkan Facebook skandalı kulla- nıcıların kişisel verilerinin onlardan habersiz ve amaçlarının dışında, üçüncü tarafların kullanımına açıldığını ortaya koydu. 87 milyon kişiyi kapsayan bu ihlal, dünyada büyük yankı uyandırdı ve herkes tarafından kullanılan online platformların kullanımı- nın sorgulanmasını sağladı. Kişisel veriler ile ilgili teknolojik gelişmeyi takipte yavaş kalan birçok ko- nuda yeni çıkan yasal düzenlemeler bugün gün- deminde geniş yer bulur hâle geldi. Bu kadar çok sayıda insanı kapsayan ve veri kullanımda kaygı- ları arttıran olaydan sonra ise araştırmalar sosyal medya kullanımının yine de artmakta olduğunu kaydetti. HootSuite ve We Are Social’ın yaptığı “We Are Global” araştırmaları 2018’in ilk çeyreğinde sosyal medya kullanımının 100 milyon kişi artarak 3.3 mil- yara ulaştığını ortaya koydu. Yine aynı araştırmaya göre Türkiye en aktif Fa- cebook kullanıcıları olan ülkeler sıralamasında 52.000.000 aktif kullanıcı ile 9. sırada yer alıyor. 20 “We Are Global” araştırmasının Nisan 2018 için ortaya koyduğu sosyal medya kullanım sayıları aşağıdaki tabloda görülebilir. 4,1 milyar internet kullanıcısından; 1,5 milyar insan YouTube kullanı- cısı, 2,2 milyar insan Facebook kullanıcısı ve 813 milyon kişi de Instagram kullanıcısı olarak karşımı- za çıkıyor. Kişisel verilerin paylaşılmasıyla mahremiyet alan- larımızın daraldığı bu dünyada, diğer yandan da aslında her sıradan sosyal medya kullanıcısı bir anlamda içerik üretici haline gelmiş oldu. Hatta iç- lerinden bir kısmı belli bir zaman sonra bu işten maddi çıkar sağlayabileceğini keşfetti. Ortaya blog- ger / youtuber / influencer gibi iş tanımları çıkmaya başladı. Bu kişilerin ürettiği içeriğin, araştırmaların da ortaya koyduğu üzere ulaştığı kitle bir hayli ge- niş ve genç nesiller üzerindeki etkisi de tartışmasız bir hayli fazla. Doğru bilgiye ulaşmanın zaten çok zor olduğu sanal platformlarda eskiden çok da far- kında olmadığımız yönlendirmeler şimdi çok daha görünür hâle geldi. Herkesi bir şekilde içine alan dijital dünya, belki de iş etiğinin ve genel anlamda etiğin en çok vurgulanması gereken alanlarından biri haline geldi. Aziz Yardımlı “Teknoloji doğayı kültüre dönüştü- rür.” der. Bu kültürün hangi değerler üzerine inşa edileceği konusunda, şirket içi etik ve uyum me- kanizmalarında olması gerektiği gibi yukarıdan itibaren herkes elini taşın altına koymalı. Yöneti- ciler, ellerindeki imkanları ve teknolojiyi insanların sağlığına, mahremiyetlerine zarar vermeden, etik değerler çerçevesinde kullanmalı ve kullanılmasını sağlamayı bilmeliler. Diğer yandan üretici ve tüketi- ci kavramlarının iç içe geçmiş olduğu bu dünyada, küçük ve büyük izleyiciye / takipçiye sahip her içe- rik üretici de (en basit anlamıyla her kullanıcı da) paylaşımlarını / yorumlarını etik değerler çerçeve- sinde ortaya koymalı. Aksi hâlde, birçok kişi tara- fından hâlâ “gerçek dışı” olarak algılanan soyut bir dünyanın somut sorunlarıyla yüzleşmeye devam edeceğiz. √