INmagazine Sayı 12 | Page 13

lenenlerden biri. O zamanlar henüz 16 yaşında olan Garland, bu film ile birlikte dünyanın en büyük yıldızla- rından biri haline gelmiş ve herkesçe imrenilen bir oyuncu olmuştu. Gar- land, yaşı itibarıyla daha çok küçüktü ve uzun süren yorucu set koşuştur- masını kaldırabilecek bir bünyeye sahip değildi. Fakat bu yorucu tem- ponun üstesinden nasıl gelecekti? İşte karanlık taraf kendini burada gösterdi. Garland’ın yaşına göre daha fazla efor sarf etmesini sağlamak adı- na stüdyo baskısıyla vücuduna zorla adrenalin dopingleri enjekte edildi. Bu sayede kendisi saatlerce uykusuz kalabilir ve üstüne düşenin çok faz- lasını yapabilirdi. Öyle de oldu. Fakat enjekte edilen adrenalin dopingleri Garland’ı uykuya hasret bir insan haline getirdi. Uyumak istese dahi enerji dopinglerinin etkisi buna izin vermemeye başladı ve çareyi amfeta- min kullanmakta buldu. Ve Garland artık bir bağımlıydı! Küçük yaşında tanıştığı uyuşturucu tabii ki de onun peşini bırakmadı ve bir nevi hayatı elinden alındı. Bağımlılık, gerek ha- yatını ve gerekse psikolojisini olduk- ça etkiledi. Defalarca intihara kalkıştı ve henüz 47 yaşındayken aşırı doz alımından hayatını kaybetti. Garland, bataklıktan kurtulamayanlardan biri oldu. E.T.’NİN KÜÇÜK KIZI Karanlık tarafı çok daha erken ve çok daha acı bir şekilde tanıyan isimler- den biri ise Drew Barrymore. Ken- disi bu camiaya henüz 11 aylıkken bir köpek maması reklamıyla girdi. Fakat kalıcı anlamda yer aldığı ve dünyaca adından söz edildiği ilk proje E.T. adlı sinema filmiydi. Barrymore, altı ya- şında merhaba dediği Hollywood’da herkesi hayrete düşürecek yete- nekler sergiledi. Çok kısa bir zaman sonra gördüğü bu ilgi altında ezilen Barrymore, bu rolü kaldıracak güce sahip değildi. Tüyler ürperten ilk vaka yedi yaşında sigaraya başlama- sıydı. Ve sadece bununla da kalmadı; sekiz yaşında alkolle, dokuz yaşında marihuanayla, 10 yaşında kokainle, 12 yaşında cinsellikle, 13 yaşında ise Judy Garland Drew Barrymore HOLLYWOOD’DA KARANLIK TARAFI ÇOK ERKEN VE ACI BIR ŞEKILDE TANIYAN ISIMLERDEN BIRI, OZ BÜYÜCÜSÜ FILMI ILE HÂLÂ HATIRLANAN JUDY GARLAND VE DIĞERI ISE E.T. FILMIYLE ÜNLENEN DREW BARRYMORE. kürtajla tanıştı. Devamında hem oku- lunu hem de ailesini terk etti. Erken yaşta şöhretin yarattığı kompleksin ve ailesi tarafından ihmalin kurbanı oldu. Ve 15 yaşındayken hiç beklen- meyen bir aşama kaydederek yaşadı- ğı bütün bu olumsuzlukları bertaraf etmek için adımını attı. Bu kötü bi- rikimi hayatını anlatan bir kitap ya- zarak kustu. Yetişkin bir bireyin bile kaldıramayacağı birçok şeyle çok er- ken yaşta karşılaşan Barrymore, bu süreci “azap” ve “cehennem” olarak tabir etti. O gerçekten şanslıydı çün- kü bu bataklığın içinden sağ olarak kurtulmuştu. Ergenliğini ruhsal çö- küntüyle değil aksine olgun ve iradeli bir genç kız olarak tamamladı. Şu an 42 yaşında olan Barrymore, bu yaşı- na kadar birçok güzel projeye imza attı ve o dönemlerden eser kalma- mışçasına hayatına devam ediyor. Çocuk oyuncu istismarı konusunda, yakın zaman da açıklama yapan isim- lerden biri ise Yüzüklerin Efendisi serisinde canlandırdığı Frodo Bag- gins karakteriyle tanıdığımız Elijah Wood oldu. Yukarıda gösterilen ör- neklerin bu sektörde fazlaca yaşan- dığını söyleyen Wood, kız veya erkek çocuk ayrımı yapılmaksızın istismar- ların gerçekleştiğini ekledi. Özellikle çeşitli partilerde sinema sektörün- den kimseler tarafından gerçekleşen bu istismarın Hollywood’da bir salgın olduğunu ve sistematik olarak iler- lediğini de açıkladı. Böyle bir olayın kamuoyu tarafından duyulmaması- nın sebebini istismarı gerçekleştiren kimselerin karşısında çocuk oyun- cuların güçsüz ve sessiz olmalarına bağladı. Kendisinin böyle bir olayla karşı karşıya kalmamasını annesinin korumacı tavrıyla açıklayarak gere- ken her neyse bir an önce yapılması gerektiğini söyledi. Hollywood, dünya sinemasının baş- kenti ve gücün insanı yoldan çıkara- bilmesi için her şeye sahip. Aslında genel olarak bakarsak ortada bir etik problem var. Bu etik problemden fay- dalanan azınlık olan güç sahipleri ve bu problem karşısında ses çıkarama- yan sessiz bir çoğunluk bulunuyor. Tıpkı herhangi bir şirkette yaşanan etik dışı bir durum ile karşılaşanlar gibi… Çoğu zaman korkudan ses çı- karamayanlar aslında bu sorunların daha da büyümesine yardımcı oluyor. Güçlerini etik dışı ve kötü kullanan- ların aslında en çok güvendikleri bu korku ve sessizlik. Yarattıkları korku imparatorluğuna güveniyorlar. Böyle- ce bu çürük sistemin devam etmesini sağlayabiliyorlar. Çözüm ise sorunlar- la yüzleşmekten, sessizlik ve pasifliği kırmaktan geçiyor. Hatta bazı durum- larda etik dışı davranışı bilip de ifşa etmeyenlerin kısmen eylemden de sorumlu olacağını unutmamak ge- rekiyor. Yaşananları, beyaz perdenin arkasından olup bitenleri açığa çıkar- manın başka bir yolu yok… 4 11