INmagazine Sayı: 1 (Ocak - Şubat - Mart) | Seite 54

R A P O RL A M A GELECEĞE DÖNÜŞ VE MILAT Finansal Raporlama ile Sürdürülebilirlik raporlamalarının entegre edilmesi çalışmaları görece yeni bir çalışma alanı. GRI’ın da başkanlığını yapan Mervyn King’in liderliğini üstlendiği bu girişim, global ekonomik kriz sonrasında yola koyuldu. King, kendisiyle yapılan bir röportajda, entegre raporlamanın esin kaynağı olarak, çevresel duyarlılığıyla tanınan Galler Prensi Charles’in 2009 yılında düzenlenen bir toplantıdaki sorusunu gösteriyor: “Faaliyet raporlarında, kurumların çevre konusunda yaptıklarını görmüyorum”. St. James Sarayı’nda Prens Charles’ın çağrısıyla bir araya gelen Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standarts Board), BM Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Denetmen ve Sigortacılar Kurumu (International Auditing and Assurance Board), Dünya Borsaları Federasyonu, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (The World Business Council for Sustainable Development - WBCSD) gibi önemli organizasyonlar Entegre raporlamanın temellerini atmış oldu. King’in başkanlığını yaptığı Uluslararası Maliyeciler Federasyonu’nun (IFAC) başını çektiği bir dizi toplantı sonrası kurulan Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi IIRC’in (International Integretad Reporting Council) 52 entegre raporlama rehberinin yayınlaması ise 2013 yılında gerçekleşti. Bu noktada altını çizerek belirtmek gerekiyor ki, Entegre Raporlama, basitçe Yıllık Finansal Faaliyet Raporları ve Sürdürülebilirlik Raporu’nun bir araya getirilmesi, aynı format içine sıkıştırılmasından çok daha öte bir çalışma. Dünyada daha sadece bir avuç kurumsal şirketin kalkıştığı Entegre Raporlama için çevresel ve sosyal etkilerinizi yani tüm dışsallıklarınızı çok iyi bir şekilde, mali kalemler halinde sayısallaştırabilmeniz gerekiyor. Bu sayısallaştırmalar sonucunda, aslında şirketin gerçek değeri ortaya çıkıyor. Entegre Raporun amacı, şirketin sürdürülebilirlikle ilgili sonuç, hedef ve beklentilerini finansal verilerle bağlantılandırarak kurumun kısa, orta ve uzun vadedeki gelecek değerinin ortaya koyulması olarak tanımlanabilir aslında. Bunun için de, kurumların sürdürülebilirlik performans göstergelerinin (KPI) şirketin en üst seviyesinde takip edilip yönetilmesi gerekiyor. Sonuç olarak Entegre Raporlama, Entegre Bir Yönetim anlayışı gerektiriyor. Evet, zor ama gerçekleştirildiğinde kurumsal şirketlerin, iş dünyasının tarih öncesini kapatacak. Bu anlamda milat olacak bir süreçten, gelişmeden bahsediyoruz. İyi yönetişim ve kurumsal etikle harmanlanacak bu süreç, uzun vadede iş insanlarını tam ortadan ikiye bölecek: Bugünün dünyasında mı yoksa tarih öncesinde mi iş yapacağımıza karar vermenin tam zamanı. Entegre Raporlama, bu yeni dünyaya geçişte, 21. yüzyılın en temel araçlarından biri olacak, hiç kuşkunuz olmasın… 4 “Şirketler, İçinde Bulunduğu Toplumun Bir Parçasıdır” Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi IIRC’in Başkanı Mervyn King, hemen her yıl Türkiye’ye geliyor ve raporlamanın geleceği üzerine konuşmalar yapıyor. Finansal Raporlamanın ne yazık ki bugüne kadar “dikiz aynasından bakan bir vizyon” ortaya koyduğunu söyleyen King, Entegre Raporlama’nın geleceğe bakarak bu makus tarihi değiştirebileceğini ısrarla vurguluyor. “Denetlenebilir olmak için iletişim halinde ve anlaşılır olmalısınız. Eğer iletişim konunuz anlaşılır değilse, denetlenebilir ve şeffaf değilsiniz demektir. Tüm dünya ve lider kurumların yöneticileri artık bunun geleceğin düşünce, yönetim ve raporlama biçimi olduğu konusunda hemfikir. Dünün şirketi sanki başka hiçbir şeyi dikkate almak zorunluluğu yokmuşçasına sadece hissedar değerlerini yükseltmeyi düşünüyordu. Geçen yüzyılda şirketler birer kale gibiydi. Bu şirketler için gerekli sermayeyi zengin aileler sağlıyordu. Tek odak noktası kâr hanesiydi. Bu kârı elde etmek için dünyadaki doğal kaynakları kullandıklarını ve içinde iş yaptıkları topluluklar üzerinde etkileri olduğunu göz ardı ediyorlardı. Hâlbuki bir şirket, içinde bulunduğu toplumun bir parçasıdır, toplumdan ayrı değildir. Gene de 1930’lardaki Büyük Buhran’dan bu yana ağırlıklı olarak sadece finansal raporlama yapılıyor. Bir muhasebeci olarak bir bilanço hazırladığınızda, bunun şirketin o andaki durumunun bir fotoğrafı olduğunu bilirsiniz. Finansal raporlar ve faaliyet raporları böyle hazırlanırdı ve bir tür, dikiz aynasından bakan bir vizyon sunar. Rapor sadece bir analist tarafından okunacakmış gibi hazırlanır. 100 yıldır finansal raporlar hazırlanıyor ancak hâlâ Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) ve Finansal (Mali) Muhasebe Standartları Kurumu (FASB), bu raporların standartlarının bir noktada birleşmesi konusunu konuşuyor ve hâlâ finansal raporlarla ilgili bir standardımız yok.”