[email protected]
KeremAkça
Kerem
Sinema Yazarı
Akça
Adopt Films doğru tercih mi?
Nuri Bilge Ceylan’ın aday olma şansı,
biraz ‘Avrupa festivali fobisi’nden
çıkabilmesiyle ilintili. Bunu aşınca da
196 dakikanın dezavantajını yenmek
lazım. Bu ikisini halledebilirse şansı
olabilir. Bu noktada ise Memento
Films’in Fransa’da can simidi
olmasının yanına Adopt Films eklendi
Türkiye’nin Oscar yolculuğunu değerlendirince
yanı başımıza Nuri Bilge Ceylan kurulur. Zira “Kış Uykusu” (2014), “Uzak” (2002), “Üç Maymun” (2008) ve
“Bir Zamanlar Anadolu’da”dan (2011) sonra uluslararası üne kavuşmuş yönetmenimizin dördüncü serüveni
olacak. Aslında “Susuz Yaz” (1963), “Yol” (1982),
“Bal” (2010) ve ucundan “Duvara Karşı”nın (“Gegen
Die Wand”, 2004) ‘majör festival’ zaferlerini bir kenara koyunca, önemli bir uluslararası festivalde gelenek
elde eden herhangi bir yönetmeniz yok. Bu durum da
Ceylan’ın ‘Oscar aday adaylığı’ konusunda hakkının
verildiğini gösteriyor. Elbette Akademi nezdinde her
zaman ‘dünyaya göre yılın en iyi filmi’ kazanmıyor.
Sevilen, egzotik özellikleri olan vurucu bir hikayenin,
Hollywood anlatısıyla yansıtılması ödüllendirilebiliyor. Bu sebeple de “Güneşi Gördüm” (2009) ve “Kelebeğin Rüyası” (2013) seçimlerini yanlış bulmamıştım.
Ancak bilinirlik de bir adaylık getirebiliyor. Nuri Bilge
Ceylan’ın aday olma şansı, biraz ‘Avrupa festivali
fobisi’nden çıkabilmesiyle ilintili. Bunu aşınca da 196
dakikanın dezavantajını yenmek lazım. Bu ikisini
halledebilirse şansı olabilir. Bu noktada ise Memento
Films’in Fransa’da can simidi olmasının yanına Adopt
Films eklendi. “Bir Zamanlar Anadolu’da” The Cinema
Guild, “Üç Maymun” ve Oscar için seçilmeyen “İklimler” (2006) Zeitgeist Films, “Uzak” ise New Yorker
Films tarafından ABD’de vizyona sokulmuştu. Bunlar
sırasıyla 152.408, 41.343, 119.958 ve 96.293 dolar
hasılat getirdi.
Nuri Bilge Ceylan’ın ilk 9’a giren tek yerli yönetmen
olduğunu bildiğimizden aslında şansını ciddi ciddi
düşünüyoruz. Ama “Üç Maymun”, bunlar arasında
‘hikayeli’ denebilecek tek eserdi. Bu sebeple de bu
başarıyı yakaladı. Ceylan’ın filmografisinde yalnız
bireylerin uzun soluklu bakışlarının, sanatsal pastoral
görüntülerin ve minimalizmin en az öne çıktığı yapıttı.
“Kış Uykusu”, bu açıdan en az Akademi’nin senaryo
kategorisinde sıkıştırdığı Linklater kadar diyalog
ağırlığıyla zorluyor. Bizi Kapadokya’nın renklerine sokuyor. Her tarafa çekmeye açık evrensel temalar öne
çıkarken, bir Türk filminden beklenen alt sınıf temsilini
bohem sınıfa uyarlıyor. Adopt Films, 86. Oscar’larda
“Ömer”i (“Omar”, 2013) ilk 5’e, 85. Oscar’larda “Yukarıdaki Çocuk”u (“L’Enfant d’en Haut”, 2012) ilk 9’a
(shortlist) sokmuştu. Yaklaşık 4 senedir piyasada olan
bir şirket. Bu sebeple de bu noktada akıllı bir reklam,
tanıtım desteği vermesi beklenebilir. Sony Pictures
Classics kadar önemli olmasa da filmin ilk 9 için şansını artırıyor. Zafer ise uzak ihtimal…
Sadece Cannes’da sıfır çeken “Muhteşem Güzellik”in
(“La Grande Bellezza”, 2013) fısıltı gazetesi ve son
aylardaki ödül ivmesiyle zirveye ulaşması bir teselli.
Ama üç saatin üzerine geçen bir film en son ne zaman
bu başarıyı yakalamıştı tartışılır. Ceylan, şansı yaver
giderse ilk 9’a girer. Ama bu kadar zorlayıcı ve ‘müsvedde defteri’ kıvamında bir filmin tek şansı görsel ustalık ve Kapadokya doğası… Zira ‘Altın Palmiye’ zaferi
her şey değil. Son 15 yılda bu kategoride zafere ulaşan
sadece bir film Akademi Ödülleri’nde ipi göğüsledi.