108
SİNEMATELEVİZYONDERGİSİ EYLÜL2014
KEREMAKÇASinemaYazarı
ŞÜKRÜAVŞARFİLM
saf sinema keyfini doğurdu. 1980’den itibaren
yeniden eski düzene geçildi. Festival Sarayı’nda
yapılan gösterimler, Lido-Venedik’i 10 gün boyunca
sanat resitaline çevirmeye devam etti. Ağustos’un
son haftası ile Eylül’ün ilk haftası arasındaki yazlık
festival, Locarno (Ağustos başı) ve Cannes (Mayıs)
gibi göl veya deniz kıyısında yapılan etkinliklerle her
zaman bir rekabete girdi.
FIAPF üyesi A kategorisindeki festivallerin arasına
kolayca giren Venedik, Venedik Bienali’nin gücünü
arkasına alarak hareket etti. Jean-Luc Godard’dan
John Cassavetes’e, Akira Kurosawa’dan Mike Leigh’e,
Takeshi Kitano’dan Michelangelo Antonioni’ye uzanan dünya sinemasının ustalarının ödül aldığı, zafer
kazandığı saygıdeğer bir sinema etkinliği haline geldi.
Politik olaylarla çalkalanan arka planını son 30 yılda
taçlandırıp, ‘prömiyer’ şartı koyan yarışmasıyla bir
markaya dönüştü.
Şimdilerde Cannes ve Berlin ile birlikte prömiyerleri öne çıkaran yarışmasıyla
en top noktaya ulaştı. Geçmişte bu kadar net olmasa da bugünlerde Avrupa
sinemasının nabzını tutmaktansa Amerikan bağımsız sinemasının ve kıyıda
köşede kalmış yönetmenlerin yarıştığı bir yarışması var. Güncel ödülleri Sofia
Coppola, Daniel Maoz, Darren Aronofsky gibi yönetmenlerin kucaklaması bu
konuda şaşırtıcı değil.
VENEDİK’İN TÜRKİYE’DEN
KONUKLARI
Tarihi boyunca André Cayatte, Zhang Yimou
ve Louis Malle’in iki kez ulaştığı Altın Aslan,
üç kez de ilk filmini çeken yönetmene gitti.
Bu sene “Sivas”la Kaan Müjdeci bu şansı
deneyecek ve Andrei Tarkovsky, Milcho
Manchevski ve Tom Stoppard’ın yaptığını
başarmaya çalışacak. Bunlardan son ikisinin
belki de bu ödülün lanetiyle yönetmenlik
kariyerlerinin baş aşağı gittiği de ortada…