94
SİNEMATELEVİZYONDERGİSİ AĞUSTOS2014
MÜJDEIŞIL
Sinema ve televizyonda
Sosyal ve ekonomik yaşantımızı
derinden sarsan 17 Ağustos
Marmara Depremi, kültürel hayatımızı nasıl etkiledi? Deprem
gerçeğini etraflıca ele alan
filmler, diziler, belgeseller yapıldı
mı? Dosyamızda bu sorunun cevabını araştırdık ve sonuçları, yurt
dışındaki örneklerle
karşılaştırdık.
Ülkemiz, fay hatlarının tam üstünde yer alsa da bu doğal
afet, sinemamızın ilgisine pek mazhar olmadı. Şerif Gören’in
yönettiği, 1976 yapımı “Deprem”de Türkan Şoray ve Kadir
İnanır aşkına motif; Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Değirmen”de de
politik mizah öğesi olarak kullanıldı örneğin...
Tarihi boyunca büyük depremler geçiren bu topraklarda,
pek çok acı gerçek gibi deprem de unutuldu, ta ki bir sonraki
büyük felakete dek... Sadece Cumhuriyet döneminin başında
bile Erzincan ve Bolu gibi büyük depremlere sahne olan ülkemiz, 1999’da bir kez daha bu acıyı yaşadı. 17 Ağustos 1999
sabahı, saat 03:02’de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki
Marmara Depremi 45 saniye sürdü. 20 bine yakın ölüm, 50
bine yakın yaralanmayla sonuçlandı.
Bu büyük trajedinin toplumsal hayatımıza pek çok etkisi
oldu. Karşımıza bitmek bilmeyen ‘deprem vergileri’ çıktı.
AKUT’un varlığından haberdar olduk. Depremin değil,
binaların öldürdüğünü idrak ettik. Ve depremle yaşamayı
öğrenmemiz gerektiğini de... ‘Sesimi duyan var mı?’ sorusunu
hiç sormayacağımız günler diledik.
İlk olarak, depremden 2 yıl öncesine dönelim. Mel Gibson’ın
başrolünde oynadığı, 1997 yapımı “Conspiracy Theory/
Komplo Teorisi”, tuhaf bir tesadüf eseri 1